Kur’an’da Yahudiler 4 | Alparslan Kuytul

1
Kur'an'da Yahudiler -4
Kur'an'da Yahudiler -4

Kur’an’da Yahudiler -4

YAHUDİLERİN KORKAKLIKLARI

Kur’an-ı Kerim, bizi hem Yahudi ahlâkından ve Yahudileşmekten korumak hem de bize Yahudileri tanıtıp onların kıyamete kadar değişmeyeceklerini anlamamız ve onlara karşı tedbir almamız için sürekli onlardan bahseder. Allah Azze ve Celle: “Onlar, iyice korunmuş şehirlerde veya duvar arkasında olmaksızın sizinle toplu bir halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çarpışmaları ise pek şiddetlidir. Sen onları birlik sanırsın, oysa kalpleri paramparçadır”1 buyurarak onların korkak olduklarını ifade ettiği halde bugün Yahudilerin Müslümanlardan korkmadan saldırmaları nasıl mümkün olmaktadır?

Kur’an-ı Kerim “sizinle savaşamazlar” derken hakiki imana ulaşmış sahabe-i kiramı kastetmiştir… Hakikî imana ulaşmış olsaydık bizimle de savaşamayacaklardı. Eğer Avrupa ve Amerika arkalarında olmasaydı yine savaşamayacaklardı. Eğer Müslümanlar gaflet ve cehalet içerisinde olmasaydı yine saldıramazlardı. Ama her tarafta hainler var. Mesela İran’ı düşman edinmiş olan Suud-i Arabistan, Filistin meselesinde tarafsız davranıp, İsrail’e bir şey söylemez. Amerikan projelerini gerçekleştirdiği halde, İslam Devleti kurmak için çalışıyoruz diyenler, neden İsrail’e karşı bir kelime konuşmazlar? Bu, kimlerin projelerini gerçekleştirdiğini gösterir.

Ortadoğu’nun her tarafında diktatör sistemler meydana getirmeleri de tesadüf değildir. Suriye krallık, Ürdün krallık, Arabistan krallık, Libya, Irak, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve diğer Ortadoğu devletleri… Bu krallıklarla Avrupa ve Amerika kendi menfaatlerini korumaktadır. Bu krallar kendi halklarına karşı aslan kesilseler de aslında başkalarının çakallığını yapmaktadırlar. Batılı güçlere güvenerek kendi halklarına zulmederler ama İsrail’in karşısında sesleri çıkmaz. O zalim diktatörler ne Allah’a dayanmaktadırlar ne de halklarına… Dolayısıyla mecburen sırtlarını kâfire dayamaktadırlar. Sırtlarını kâfire dayayanlar İsrail’e bir şey diyebilirler mi?

1947’den beri ne Suriye ne Mısır ne Ürdün ne Arabistan ne de Türkiye gerçekte Filistin’in yanında yer almamıştır. Sadece Türkiye son birkaç yıldır tavır değişikliğine gitmiş ve samimi olarak Filistin’in yanında yer almaya başlamıştır.

Yahudilerin korkaklığı ile ilgili başka bir ayette buyurulur ki; Musa Aleyhisselam onlara: “Ey kavmim, Allah’ın sizin için yazdığı (girmenizi emrettiği) kutsal yere girin ve gerisin geri arkanıza dönmeyin; yoksa kayba uğrayanlar olarak çevrilirsiniz”2 dedi… “Onlar dediler ki: Ey Musa biz, onlar durduğu sürece hiç bir zaman oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin, ikiniz savaşın. Biz burada duracağız.”3 O kadar korkaklardı ki; “Onlar çıkmadan biz giremeyiz” diyorlardı. Peygamberlerine; “Sen ve Rabbin gidin savaşın” diyecek kadar da edepsizleşmişlerdi.

YAHUDİLERİN İTAATSİZLİKLERİ

Kıymetli kardeşlerim! Kur’an’da en çok anlatılan millet olan Yahudiler sadece korkaklık ve ihanetleriyle değil aynı zamanda itaatsizlikleriyle de meşhurdurlar. Musa Aleyhisselam ; “Dinleyin ve itaat edin.” dediğinde, onlar: “Dinledik ve isyan ettik.” demişlerdi. Bununla ilgili Kur’an-ı Kerim; “Hani sizden misak almış ve Tur’u üstünüze yükseltmiştik (ve): “Size verdiğimize (Kitaba) sımsıkı sarılın ve dinleyin” (demiştik). Demişlerdi ki: “Dinledik ve isyan ettik.”4

Asırlarca Firavunlara itaat eden hatta onlara kulluk yapanlar Allah Azze ve Celle’ye ve Hz. Musa’ya isyan ediyorlardı.

İnsanlık onurunu ve şerefini kaybedenler diktatörlere itaat eder, hakka itaat etmezler. Onurlu insanlar ise zorbalara karşı gelip hakkın önünde eğilirler.

YAHUDİLERİN ALLAH’A İFTİRA ATMALARI

Hz. Musa’nın kendilerine hırsızlığı emrettiğini söyleyerek Peygamberlerine bile iftira atan bu alçaklar Allah hakkında da:  “Yahudiler: ‘Allah’ın eli sıkıdır’ dediler. Onların elleri bağlandı ve söylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır; O’nun iki eli açıktır, nasıl dilerse infak eder. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun taşkınlıklarını ve inkârlarını artıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez.”5

Her gün bunca nimeti veren Allah’a cimri dediler. Allah’a bile iftira atanların insanlara zulmetmelerine şaşırmamak gerekir. Bunlar peygamberlerini öldürüp, kitaplarını tahrif etmiş kimselerdir. Bunlar dünyanın baş belası, kanserli hücresidirler!

YAHUDİLERİN SONU YAKINDIR!

Bütün bunlar elbetteki Müslümanları ümitsizliğe düşürmemelidir. Uzun vadede ne olacağını Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize bildirmiştir. Hz Mehdi gelecek ve Hz. İsa ile birlikte Yahudilerle savaşacak, Yahudilerin kökü kazınacak. Allah Azze ve Celle Mehdi’nin Yahudilerle savaşacağını söylediği halde Yahudi dostu sahte mehdiler türedi. Kadın düşkünü, paranoid şizofreni sahte Mehdiler değil gerçek Mehdi!  Yahudilere dost olan Mehdi değil olsa olsa Yahudi ajanı olabilir.

Peygamber Efendimiz; “Ümmetimin başında ben, ortasında Mehdi, sonunda Hz. İsa gelir” buyuruyor.  Bir başka rivayette; “Bir ümmet ki başında ben, sonunda İsa gelir. Allah onları hor etmez”6  buyuruyor.

Hz. İsa büyük komutan olarak gelecek biz de O’nun askeri olacağız. Hz. İsa Deccal’le karşı karşıya gelecek, Deccal Hz. İsa’nın karşısında tuz gibi eriyecek. Hz. İsa Deccal’ i kovalayacak, onu “Lodun Doğu kapısı”7 yani şimdiki İsrail’in Tel Aviv havaalanında öldürecek. Hz Peygamber bunu o zamandan haber veriyor.  “Sizler Yahudilerle muhakkak savaşacaksınız! Harp o kadar şiddetli olacaktır ki, hatta taş: ‘Ey Müslüman! Şu arkamdaki bir Yahudi’dir! Gel de onu öldür!’ diyecektir.”8

Siyonist Yahudiler saklanacak yer bulamayacaklar. Böylece Yahudiler öldürülecek, Hıristiyanlık bitirilecek. Rabbimiz de zaten Kur’an’da bu dinin bütün dinlere hâkim olacağını müjdelemiştir. “Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter.” 9

Bütün bu müjdeler Hz. İsa’yı tembel tembel bekleyelim diye değil, ümidimizi kaybetmeyelim ve bir dönem halimiz kötüye gitse de çalışmaya devam edelim diye verilmiştir.

Bazı kimseler “bugün ne yapabiliriz” diye sorarlar. Bugün yapılacak şey; Bulunduğumuz yerde güçlenmektir. Her memlekette kitap okuyan, Kur’ an okuyan, mesajını anlayan ve anlatanlar artmalı ve bu kimseler gece gündüz çalışmalıdırlar. Bu zamanda rahat yaşamak caiz olamaz. Rahat sizi rahatsız etsin. Milyonlarca insan kazanmalıyız. Filistin’e, Suriye’ye, Irak’ a milyonlarca insanı eğitmeden bir şey yapamayız. Herkes kendi memleketinde Peygamberi bir hareket metodu, Peygamberi bir eğitim metodu izleyerek güçlenmeli. O zaman bu kadar şuurlu, kitap okuyan insanları kâfir de dikkate almak zorunda kalacaktır. Ve Vallahi kaçacak delik de bulamayacaklar.

Müslümanlar kardeşliklerini göstererek zulüm altındaki kardeşlerine para ve malzeme yardımı yapmalıdır elbette. Fakat kalıcı çözüm bu değildir. Kalıcı  ve gerçek çözüm Müslümanların büyük bir güce ulaşmasıdır. Bunun için hiç kimse kendi evinde oturmamalı, öğrenmeli, öğretmeli, gerekirse kapı kapı gezmelidir! Başka türlü uyuyanları uyandıramayız.

Kaynak

  1. Haşr Suresi, 14
  2. Maide Suresi, 21
  3. Maide Suresi 24
  4. Bakara Suresi, 93
  5. Maide Suresi, 64
  6. Hakim, Ebu Nuaym
  7. İbn Mâce, Kitab-ül Fiten, Deccâl Fitnesi bölümü
  8. Müslim, Fiten, 80
  9. Fetih 28

Ayrıca, dergimize ulaşmak için tıklayabilirsiniz: https://www.furkannesli.net/

1 Yorum

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here