Perinçek’in “Doğu Türkistan İslam Partisi Teröristtir.” Açıklaması Hakkında

0
Perinçek'in
Perinçek'in "Doğu Türkistan İslam Partisi Teröristtir." Açıklaması Hakkında

Bu haftanın gündemine oturan Doğu Perinçek’in bir açıklamasıyla başlamak istiyorum. Şöyle bir ifadesi var, aynen okumak istiyorum:

“10 bini silahlı, 20 bini aile; Suriye’nin kuzeyinde IŞİD içerisinde, Doğu Türkistan İslami Partisi’nin militanları var. PKK ne ise Doğu Türkistan İslam Partisi de aynıdır” şeklinde Doğu Türkistanlıları hedef alan bir açıklaması oldu ve bu gündeme oturdu. Özellikle Türkiye’de yaşayan Doğu Türkistanlılar buna çok tepki gösterdiler. Siz bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

İnsan Çin’i Desteleyecek Diye Bu Kadar Mı Zulmü Görmezden Gelir?

Çin taraftarı olduğu için Çin devletine karşı gelenleri Türkiye devletine karşı gelenlerle aynı kefeye koyması gayet normaldir, beklenen de budur, hiç şaşırmadım. Zaten baştan itibaren Çin taraftarlığı yaptığı bilinmektedir. Maocu olduğunu herkes biliyor. Ancak işi bu noktaya kadar getirmesi, alenileştirmesi şundan dolayıdır: Bugün hükümet de hükümet ile beraber olan MHP de bu hususta sessiz kalmaktadır. Doğu Perinçek de bundan yüz bularak böyle açık seçik konuşabilmektedir.

Doğu Perinçek oldubitti Çin taraftarıdır. Ama bu kadar açık konuşmuyordu. Çin, oldu bitti Doğu Türkistan’daki Müslümanlara zulmetmektedir. Doğu Perinçek bu kadar açıkça Çin devletinin zalimlerini böyle desteklemiyordu. Bugün bu cesareti nereden buluyor? Çünkü hükümet ve hükümet ile beraber olan MHP’de bu hususta sessizdir. Hatta ben bu hususta şunu söylemek istiyorum: Aslında 17-25 Aralık 2013 operasyonundan sonra, 2014’ün başından itibaren, Türk devleti Amerika ve Avrupa’yla arayı bozmaya, Rusya ve Çin’e yaklaşmaya karar verdi. “Şimdiye kadar Avrupa’nın ve Amerika’nın kulu-kölesi olmuştuk. Biraz da Rusya’nın ve Çin’in kulu-kölesi olalım” dediler. Doğu Perinçek ve ekibini de bu planla hapishaneden çıkardılar. Planlar yapıldı. Türkiye’de Amerika ve Avrupa taraftarı olanların hepsi, bir şekilde birtakım bahanelerle hapishaneye atılacak ve Türkiye, Rusya’ya ve Çin’e yönünü yöneltecekti. Bunlar hep planlandı. Bu plan yapıldığından beri, yani Türk devleti yönünü Rusya ve Çin’e çevirdiğinden beri Rusya’nın ve Çin’in, Müslümanlara yapmış olduğu zulümleri görmezden geliyorlar. Önceden Doğu Türkistan’da en ufak bir şey olsaydı MHP’liler ayağa kalkardı. Hatta hatırlıyorum ben, televizyonda bazı MHP’liler ağlıyorlardı, “Doğu Türkistan yanıyor” diye oradaki Türklere yapılan zulmü böyle ağlayarak anlatıyorlardı. Şimdi ne oldu MHP’lilere? Neden suskunlar? Çünkü devlet böyle karar vermiş. Çin devletiyle güzel münasebetler kurabilmek için Çin’in Müslümanlara yapmış olduğu zulümleri görmezden gelmeliyiz.

İşte bu siyaset yüzünden bugün AKP ve MHP kanadı sessiz kalıyor, Doğu Perinçek bu kadar aleni şekilde zulmü destekleyebiliyor. Yok, Doğu Türkistanlı Müslümanlardan bir kısmı, güya oradaki İslam Partisi, militan yetiştiriyormuş da, Suriye’ye göndermiş de, 10 bin tane silahlı adam onların adamıymış da, yok bunlar Türk askerlerine de Suriye’deki Türk askerlerine de saldırmış da, bazı askerlerimizi şehit etmiş de, bir sürü yalan-dolan iftira laflar. Diyelim ki oradan gelen bir takım gençler IŞİD’e katılmışlar, Beşer Esad’a karşı savaşıyorlar ya da orada diğer gruplarla savaşıyorlar; oradakilerin ne işi var bunlarla? Doğu Türkistan’da milyonlarca Müslüman var. Hepsi IŞİD’ci mi? Bu nasıl bir konuşma? İnsan Çin’i desteleyecek diye bu kadar mı zulmü görmezden gelir? Bu kadar mı gerçekleri ters düz eder?10 bin kişi geldiyse, karısıyla beraber 20 bin kişi, bir de çocukları varsa 30 bin kişi’ diyor. Diyelim ki rakam doğru, Doğu Türkistan’daki Müslümanlara yapılan zulmü görmezden gelmemiz mi lazım?

Çin Devleti oldu bitti Müslümanlara zulmetmektedir

Çarşamba günüydü sanıyorum, bir Türkistanlı genç, bizim Furkan Nesli Dergisi’ne geldi. Bana şunu anlattı: Herhâlde birkaç yıldır oradan kaçmış, Türkiye’de okuyor, üniversiteyi bitirmiş vs. Türkçesi gayet iyi. Bana dediği şey şu: Yollarda bile kadınların başını örtmesi tamamen yasak. Bu baskıdan dolayı gitgide başını örtecek kadın neredeyse kalmıyor. Ya da başını örten kadın, korkudan dolayı dışarı çıkamıyor, görüldüğü anda cezalandırılıyor. Hatta Çin polisleri yollarda duruyorlar ve kadınların eteklerini kesiyorlar. Uzun etek giymişse kısa hale getiriyorlar. Yolda herkesin önünde makasla kadının eteğini kesiyorlar. Bunun dışında da başka olaylar duyuyoruz.

Mesela bir Müslümanın evine diyelim ki Çinli bir erkeği getirip koyuyor. Adamın evinde karısı var, kızı var ve yabancı bir erkek evin içinde. “Bu sizinle beraber burada yaşayacak” diyor. Bu kabul edilebilir bir şey mi? Bırakın namus anlayışını, dini; bir kere insan olarak bunu kimse kabul etmez. Bir kere rahatı bozulur, rahat edemez. Ayrıca namus anlayışı varsa bunu namussuzluk olarak kabul eder, Müslümansa bunu kabul edemez. Aslında bunu kimse kabul edemez. Bunların yapıldığı haberleri geliyor. Ve kamplarda on binlerce Uygur türkü Müslüman zulüm görüyor.

Doğu Perinçek bunların hepsini IŞİD’ci kabul ediyor. Ne alakası var bunların IŞİD’le, şununla bununla… Doğu Perinçek buradaki siyasete çok fena alışmış. Buradaki siyaset nedir? Birisi muhalefet ediyorsa damga hazırdır değil mi? Doğu Perinçek’in elinde de, iktidarın elinde de, iktidar ortaklarının elinde de damga hazır: Ya PKK damgası vurur, ya IŞİD damgası vurur, ya FETÖ damgası vurur. Damgaları ellerinde hazırdır. Buna burada çok fena alıştığı için Doğu Türkistan’la ilgili de aynı siyaseti uyguluyor. Doğu Perinçek, Doğu Türkistan ’daki zulmü örtbas etmek için onları da IŞİD’ci gibi damgalıyor. Buradaki muhalifleri susturmak için FETÖ’cü, PKK’cı, IŞİD’ci dediği gibi, buna Türkiye’de fena alıştığı için, Doğu Türkistan için ve oradaki Müslümanlar için de aynı iğrenç siyaseti uyguluyor. Onlara da IŞİD damgası vuruyor. Çin devletinin bu zulümleri daha IŞİD yokken de vardı, yalancılığın lüzumu yok.

Çin devleti oldu bitti Müslümanlara zulmetmektedir. Sosyalist komünist Çin Devleti’nin bu zulmünü, diktatörlüğünü ve faşizmini örtbas etmek; Doğu Perinçek’e düştüğü için, bunu kendine görev bildiği için bu şekilde iftiralarla oradaki insanlara yapılan zulmü örtbas etmek istiyor. Savunduğu nizamın, savunduğu sistemin, ideolojinin pisliklerini örtbas etmek için böyle konuşuyor.

IŞİD ortaya çıkalı daha 3-5 sene oldu, Doğu Türkistan’da bu zulümler uzun zamandan beri var. Yeni mi var? Sovyetlerde de vardı. Sovyetler kurulduğu günden itibaren, sosyalizm devrimi yapıldığından itibaren; camiler ve kiliselerin hepsi yıkıldı, mahvedildi. İnsanlar dinini-imanını tamamen unuttu ve unutturdular. Oralarda yaşayan insanlara sorabilirsiniz, ben çok sordum. Azerbaycanlılara, Türkmenistanlılara, Kırgızlara, Doğu Türkistanlılara… Bu yeni olan bir şey değil. IŞİD daha yeni. Bu zulüm, 1917’den beri olan bir zulümdür. Bu 100 yıllık bir mesele.

Doğu Perinçek, sen daha dünyada yokken senin çok sevdiğin Rusya ve Çin bu zulmü yapıyordu. O zaman da mı IŞİD vardı? Diyelim ki IŞİD’çiler Suriye’de şunu yaptı, bunu yaptı…

Hiç kimse kimseyi kandırmasın, Türk derin devleti onlara gizli gizli silah da gönderdi. O beğenmiyor gibi yaptıkları, sevmiyor gibi numara yaptıkları IŞİD’çilere gizli gizli destek de verdiler. “Madem herkes IŞİD’i kullanıyor, biz de kullanalım” dediler. “Hep Amerika mı kullanacak biraz da biz kullanalım” dediler. Beşar Esed’i devirebilmek için onları da Suriye’de kullandılar. IŞİD eğer gerçekten Türk devletine çok düşmansa neden burada her gün eylem yapmıyor? Buna gücü var, zaten caiz de görüyor, zaten herkesi de kâfir görüyor. Demek ki gizli bir takım anlaşmalar var. Derin güçler bir takım anlaşmalar yapıyorlar. Eğer Suriye’de iseler mesela neden Türkiye’ye karşı bir saldırı yapmıyorlar? IŞİD kaç tane askerimizi öldürmüş, bir açıklasınlar bakayım. Ve kaç tane Doğu Türkistanlı IŞİD’ci, Türk askerini öldürmüş? Bu gibi yalanlarla kimse Doğu Türkistan’da yapılan zulmü örtbas etmeye kalkışmasın.

Benim Siyasetimi Kur’an Belirler, Bakan’ın Aklı Değil!

Bakın bununla ilgili bir şey söyleyeyim: Ben hapisteyken, bir gazeteci benim bir yakınıma röportaj yapıyor ve aynen şunu söylüyor: “Ben Doğu Türkistan’la ilgili konuştum, bir şeyler yazdım-çizdim” üç mesele vardı gerisini hatırlayamıyorum. Bunun üzerine milliyetçi olarak tanınan bir bakan, adını vermeyeyim, kendisine telefon açıyor: “Sen ne karışıyorsun bu işlere, gazeteciliğini bil, her şeye burnunu sokma, biz Doğu Türkistan için Çin devletiyle aramızı bozamayız, bu işlere sen karışma, Türk devleti olarak biz böyle karar verdik, Çin ile güzel geçineceğiz, bunun için de Doğu Türkistan’da yapılan zulümleri de görmeyeceğiz, sen karışma bu işlere, sen ne anlarsın devlet işlerinden” diyor. Bunu bizzat o gazeteci anlattı. Bakan kendini arayıp fırça atıyor, “Bu işlere karışma” diyor. Senin siyasetinden bana ne? Sen böyle bir strateji uyguluyormuşsun da, böyle bir siyasete karar vermişsiniz de, bu hükümet ve devlet politikasıymış da…  Sizin siyasetiniz yanlışsa ben ona uymak zorunda mıyım? Senin siyasetine göre konuşmak zorunda mıyım? Benim siyasetimi Kur’an belirler, senin aklın değil.

Bu devletin politikası, Irak’ın işgalinde Amerika’yı desteklemekti. Amerika’nın zulmüne sessiz kalmaktı, destek olmaktı. Şimdi sonuç ne oldu? Irak yerle bir oldu, 2-3 milyon şehit, 4-5 milyon yetim… Irak yerle bir ve hâlâ savaş devam ediyor. Sonuç kötü değil mi? Kötü. Ve bu günaha Türkiye ortak oldu. Ve şimdi aynı Türkiye devleti, eğer “Rusya’yla ve Çin’le güzel geçinelim, onların yaptığı zulümlere sessiz kalalım” diyorsa yarın bunun da yanlışlığı anlaşılacak. Ben o zaman da Kur’an’a göre karşı geldim. Amerika’nın Irak’ı işgaline Türk hükümetinin ve devletinin destek vermesinin haram olduğunu söyledim. Bugün de aynısını söylüyorum.

Türkiye’nin şimdi de Rusya’nın ve Çin’in yapmış olduğu zulümlere sessiz kalmaları, böylesi politikalarla caiz olamaz. Bu politikanız sizin aklınızın ürünüdür. Kur’an’ın ölçülerine göre belirlenmiş değildir. Kur’an-ı Kerim Ali İmran süresinde buyuruyor ki: “Müminler müminleri bırakıp kâfirleri dostlar edinmesinler. Kim bunu yapacak olursa Allah’la arasında hiçbir dostluk kalmaz.” (Ali İmran/28) Dolayısıyla Müslümanlar; kâfirlerin yaptıklarına sessiz kalamaz, Müslümanı bırakıp kâfirle dost olamaz. Bunu yapanın da Allah’la dostluğu kalmaz. Devlet politikasıymış da hükümet politikasıymış da…

Bana ne senin politikandan! Sen zaten laik devletsin, senin politikan da zaten İslam’ı dikkate almıyor, Kur’an’ı referans almıyorsun, Kur’an’ın koyduğu ölçüleri dikkate almıyorsun. Ben neden seni dikkate alayım?

Sen Kur’an’ı dikkate almıyorsun da ben senin politikalarını mı dikkate alacağım? Sen Allah’ı dikkate almıyorsun, ben seni mi dikkate alacağım? Yalan söylüyorlar ve güya Çin o yüzden oradaki Müslümanlara zulmediyormuş. Çin herkese zulmediyor. Yoldaki kadının eteğini kesiyor. Başörtüsüne müsaade etmiyor, bunun ne alakası var IŞİD’le. Başörtüsü IŞİD tarafından mı icat edildi? Uzun etek IŞİD’in emri midir, Kur’an’ın emri midir?Bunlar, Maocu Çin devletinin zulmünü örtbas örtbas etmek isteyen Maocuların sözlerinden başka bir şey değildir.

Programın tamamını izlemek için;

Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin güncel, siyasi, fıkhi, ilmi sorular hakkında vermiş olduğu cevaplara alparslankuytul.com resmi web sitesinden ulaşabilirsiniz…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here