Alparslan Kuytul Hocaefendi ve 9 Furkan Hareketi Mensubunun Yaşadıkları Süreç

0

Yaşadığı topluma tevhidi anlatmak ve yeniden İslam Medeniyetinin kurulmasını sağlamak için çeşitli İslami ve ilmi faaliyetlerde bulunan Furkan Hareketi, İslam’dan ve toplumun ihyasından rahatsız olan birtakım güçler tarafından durdurulmak isteniyor. Bilhassa hareketin yankısının birçok şehir ve ülkeye ulaşması üzerine 2014 yılından itibaren gerçekleştirmek istediği yüzlerce konferans, basın açıklaması ve meşru eylemleri çeşitli bahanelerle engelleniyor. Evvela haksız gerekçelerle vakfın kapısı mühürlenmiş ve Alparslan Kuytul Hocaefendi terör propagandası ve suç örgütü kurmakla suçlanarak 30 Ocak 2018’de cezaevine gönderilmişti. Furkan Hareketi mensupları tüm baskılara rağmen Tevhid davasını ve hocalarını terk etmeyerek hakikatleri her platformdan duyurdu. Hakkın sesini susturamayan şer odakları terör ve suç örgütü iddialarının halkta yer etmediğini anlayınca Hocaefendi 5 Aralık 2019’da tahliye edildi.

Furkan Hareketinin yasal mahkemeler tarafından da aklanması üzerine tevhide ve harekete yönelişler arttı. Hareketi ve lideri Alparslan Kuytul Hocaefendi’yi karalamak isteyen güçler bu sefer halkın harekete olan meylini kırmak için adi bir suç iftirasında bulunarak hareket mensuplarını Koray Sarısaçlı isimli iş adamını kaçırmakla suçladı.

10 Eylül 2021 tarihinde 3 Furkan Hareketi mensubu Emniyet tarafından ifadeye çağrıldı. Herhangi bir delil olmadan ifadeleri alınan Yusuf Tapan, Haydar Akoraler ve Erdal Gül çıplak arama ile fiziksel ve psikolojik işkence altında kaçırma suçunu kabul etmeye zorlandı

Üç gün boyunca devam eden bu süreçte Furkan Hareketi mensupları gece gündüz Emniyet önünde bekleyerek içerideki işkencenin son bulması için baskıda bulundular. Emniyette maruz kaldıkları işkenceyi mahkemeye kanıtlamak için rapor almak isteyen Furkan Gönüllülerine darp raporu verilmedi. Çıkarıldıkları ilk mahkemede serbest bırakılan hareket mensuplarından Yusuf Tapan ve Haydar Akoraler’in takip eden günlerde (16 Eylül 2021) apar topar tutuklanması üzerine Furkan Hakereti mensupları “adam kaçırma” iftirası ile mücadele etmeye başladı. Yusuf Tapan’ın babasını arayanlar “Oğlun K.S’yı biz kaçırdık derse hapisten çıkar. Kabul etmezse yıllarca yatar” diyerek hareketi lekelemek için işlemedikleri bir suçu itiraf etmeye zorladılar.

Kaçırıldığı iddia edilen iş adamının ortaya çıkıp (21 Eylül 2021) beni Furkan Hareketi mensupları kaçırmadı demesi üzerine düzmece planın tüm foyası ortaya çıktı. Ancak iş adamı 9 Kasım 2021 tarihinde ifadesini değiştirerek Furkan Hareketi mensupları hakkında yalan beyanda bulundu. Olayın büyümesi ve medyaya yansıması üzerine kaçırılmış gibi gösterilen iş adamının yıllarca vergi kaçırdığı, naylon faturalar keserek milyonlar kazandığı ve birçok kişinin üzerine borç yıktığı ortaya çıktı. Arkasında bıraktığı yüzlerce mağdur ile güvenilir bir iş adamı olmadığını kanıtlayan iş adamının delilsiz ve sonradan değiştirilmiş yalan beyanı üzerine Furkan Hareketi mensuplarına atılan iftira her ne kadar hukuki sahada ilerlemeye devam etse de halk tarafında yine bir karşılık bulmadı

 

Ancak Furkan Hareketini durdurmak isteyen güçler iş adamının bitmek bilmeyen yalan beyanları ile toplamda Alparslan Kuytul Hocaefendi ile 9 kişi tutuklandı.

27 Aralık 2021’de Erol Ardıç ve Rıdvan Taş örgüt kurma- yönetme, yağma ve hürriyetten yoksun bırakma iddialarıyla, 4 Ocak 2022’de yüzlerce kişiyi mağdur eden iş adamı tarafından: “Hisse vereceğim” diye kandırılarak üzerine binlerce lira borç yıkılan Ufuk Bülez, “Yağma ve kişi hürriyetinden yoksun kılma suçuna iştirak” suçlamasıyla, (https://www.youtube.com/watch?v=LxJqMDx2rwU&t=6s) 20 Şubat 2022 tarihinde Rıdvan Biçen ‘sözlü tehdit’ iddiasıyla, 9 Mayıs 2022’de Alparslan Kuytul Hocaefendi “Örgüt Kurma veya Yönetme, Yağma ve Hürriyetten Yoksun Bırakma” iddiasıyla, 1 Temmuz 2022’de Abdullah Akdağ SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) üzerinden görülen mahkemede, tutuklu yargılama gerektirmeyen “tehdit etme” iddiası ile tutuklandı. Alparslan Kuytul Hocaefendi Ağrı Patnos L Tipi Kapalı Cezaevine sürgün edilerek 8 kişilik koğuşta tecrit işkencesine maruz bırakıldı.

Aylarca nedensiz bir şekilde tutuklu bulunan Furkan Hareketi mensuplarının iddianamesi 13 ay sonra hazırlandı.

Alparslan Kuytul Hocaefendi ve 9 Furkan Hareketi mensubunun tutuklu olduğu bu süreçte her ay ara mahkemeler yapılmış ve hakimler, tutukluların beraatleri için iftiraya zorlamıştır. Emrah Taş ailesiyle yaptığı telefon konuşmasında bu durumu izah ederek: “Bir de tutukluluk incelemesi var. Tutukluluk incelemesi normalde duruşmasız yapılır. Hatta koğuştaki sayımız 15 ile 18 arası. Benden başka kimse o duruşmalara katılmıyor. Bunun sebebi duruşmalarda kendimizi kurtarmak için masum insanlara iftira atmaya zorlanmamızdır. Delili ise duruşmalarda hâkimin sürekli “Tahliye olmak istiyor musunuz? Beraat almak istiyor musunuz?” diye sormasıdır. Hiçbir hâkim böyle konuşmaz. Hâkim suçu kabul etmediğimiz halde cemaatimizi ve hocamızı ima ederek “Size bunu kimin yaptırdığını söylesenize.” diyor. Cemaate ve hocamıza iftira atmamızı istiyorlar. Hedeflerinin hocamız ve cemaatimiz olduğu aşikardır. Bize isnat ettikleri suçu cemaatimizle ve hocamızla ilişkilendirmeye çalışıyorlar. Kusura bakmasınlar, biz şerefsiz değiliz. Kimseye iftira atmayız. Böyle bir şerefsizliği ve ihaneti yapacağımıza ömür boyu burada yatmaya razıyız. “Allah’ın dediği olur.” diyoruz” dedi.

Koray Sarısaçlı’nın şu an boşanma aşamasındaki olan eşi Rümeysa Yılmaz, “Eğer bilseydim böyle bir adamla bir gün dahi evli kalmazdım” dedi.

Tutuklu bulunan hareket mensuplarının ve aslen hareketin temizliğini meşru yollarla dile getirmek isteyen Furkan Hareketi mensupları 13 aylık bu süreçte polisin yasal olmayan baskı ve müdahalelerine maruz kalmış ve cebirle susturulmaya çalışılmıştır.  

Suçsuzluğunu ve atılan iftiraları ortaya çıkarmak için yapılan eylem ve etkinliklerinden bazıları tutuklamalar için sonuçlanmıştır. Konya’da özgürlük yürüyüşü yapan Furkan hareketi mensuplarından 2 si kadın 7 kişi tutuklanmış ve 80 günün sonunda tahliye edilmiştir.  

20 Mart’ta yüzlerce Furkan hareketi mensubu daha öncesinde özgürlük yürüyüşü yaptıkları yasal alanda yürüyüş ve basın açıklaması yapmak istemiş ancak daha alana dahi ulaşamadan polis güçlerinin biber gazı ve coplarla yaptığı ağır fiziksel müdahaleye maruz kalmıştır. Müdahalede bebek, yaşlı, kadın ayrımı yapmayan polisler sebebiyle onlarca kişi hastanelik olmuş yüzlerce kişi olaydan etkilenmiştir.  

Yine bu süreçte Osmaniye’de özel bir evin sırf içinde “Kuran okunuyor” diye kapatılmak istenmesine tepki gösteren Furkan Gönüllülerinden 3 kişi haksızca tutuklanmış ve 83 gün sonra tahliye edilmiştir. 

 

Geçtiğimiz hafta, (13 Ocak 2023) Alparslan Kuytul Hocaefendi ile dokuzu tutuklu, 12 Furkan Hareketi mensubunun yargılandığı davanın ilk oturumu gerçekleşti. 9 yıllık engelleme sürecinde olduğu gibi dava kardeşlerini yalnız bırakmayan Furkan Hareketi mensupları Adana Adliyesi önünde oturum boyunca bekleyerek desteklerini ortaya koydu. Oturumda Abdullah Akdağ’ın savunmasının ardından Alparslan Kuytul Hocaefendi savunmasına başladı. Ancak sürenin yeterli gelmemesi ve diğer günlerin dolu olması üzerinde mahkemeye 19 ve 20 Ocak tarihlerinde devam edilmesi üzerine ara verildi. Alparslan Kuytul Hocaefendi savunmasında meselenin adam kaçırma olmadığına değindi.

“Benim hakkımda açılan her dosya siyasidir. Benimle hasım olan bir kişinin ifadesiyle tutuklandım. Bu adalet midir?”

Bugün mafyalar serbest, muhalifler ise hapiste. Ben de suç örgütü lideri olduğum için değil muhalif olduğum için tutuklandım.

Bizimle uğraşanlar, suç işlediğimiz için bizden rahatsız değil. Tam tersi suç işlemediğimiz için bizden rahatsız oluyorlar.

Bu ülkede cami baskını gerçekleşti. Bu diktatörlüğün geldiği noktadır. Camide itikafa girmeyi bir suçmuş gibi iddianameye koydular.

Yargının bu kadar baskı altına alındığı bu dönemde onlarca beraat aldık. Çünkü tertemiziz ve alnımız ak.

Aynı anda beş dosya açtılar. Bir yerden düğmeye basıldı. İslami faaliyetlerle ilgilenmemi engellemek için beni böyle mahkemelerle uğraştırıyorlar.

22 ay cezaevinde yattıktan sonra beraat ettim. Bu kadar süre cezaevinde tutulduktan sonra beraat alsam ne olur almasan ne olur. Lanet olsun böyle adalete! Lanet olsun böyle hukuka!

20 Mart sonrası savcının müzekkeresine emniyet 10 aydır cevap vermiyor. Artık bu ülkede emniyet, savcıyı dahi adam yerine koymamaktadır. 20 Mart sonrası Soylu ise “Devlet gereğini yapacaktır.” demişti. Bir buçuk ay sonra tutuklandım.

Savcılık aleyhimize olacak şekilde dosyadaki boşlukları dolduruyor. Bu iddianame bir balondur. Bugün bu balonu patlatacağız!

Beni göremeyeceklerini bile bile desteklerini, sevgilerini göstermek, moral olmak için gelen arkadaşlarımızı Patnos’a almıyorlar ve cezaevine 20 km uzakta durduruyorlar.”

Mahkemenin ilk oturumunda dikkat çeken bir diğer nokta ise daha öncesinde 3 yıl Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin avukatlığını yapmış olan Adem Tural’ın müşteki tarafının avukatlığını üstlenmiş olmasıydı. “Aynı dosya değil” diyerek Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye karşı avukatlık yapmasının hukuki olduğunu belirtmesine rağmen birçok baro ve avukat tarafından eski müvekkilinin aleyhinde bir dosyayı kabul etmesi kınandı ve yaptığının etik olmadığı açıklandı. Ayrıca Alparslan Kuytul Hocaefendi de savunmasında, dosyalar ayrı olabilir ancak içerisinde bulunan bazı maddeler daha öncesinde beni savunduğu davalar ile aynıdır, diyerek avukatın “farklı dava” beyanının da doğru olmadığını ifade etti.

Bugün (19 Ocak 2023) mahkemenin ikinci oturumu görülüyor. Oturum Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin savunmasına devam etmesiyle başladı. Bugünkü oturumda diğer sanıkların ve avukatların savunmalarının alınması bekleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here