Beraat Kararı ile ilgili Asılan Brandanın Kaldırılmak İstenmesini Nasıl Değerlendiriyorsunuz?

0
Beraat Kararı ile ilgili Asılan Brandanın Kaldırılmak İstenmesini Nasıl Değerlendiriyorsunuz?
Beraat Kararı ile ilgili Asılan Brandanın Kaldırılmak İstenmesini Nasıl Değerlendiriyorsunuz?

Terör mahkemesinden aldığınız beraat kararı ile ilgili asılan brandanın zabıta tarafından kaldırılmak istenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Koskoca Adana’da Tek Bir Tane Brandaya Dayanamıyorlar!

Bakın bu da başka bir olay. Abidinpaşa Caddesinde iki bina arasına bir branda asıldı. Vallahi benim aklıma gelmiş değildi. Bunu birileri teklif etti. Kimin ettiğini de hatırlamıyorum. Bu duyurma çalışmalarını yapma benim aklıma gelmiş değildi. Mahkemeden evvel de bunu düşünmedim hatta bu konuya kafa bile yormamıştım. Birisi teklif etti. Arkadaşlar da brandayı yaptırıp oraya astılar. Branda çarşamba günü sabahleyin (11 Kasım 2020) komşudan izin alınarak asılmış. Sanırım muhasebeci, tam bilmiyorum. Arkadaşlar, branda ipinin ucunu pencerenizin demirine bağlayabilir miyiz? diye izin almışlar ve o da ‘buyurun, yapın.’ demiş. Adamcağız yarım saat sürmedi ‘hemen bunu kaldırın’ diyor. Arkadaşlar ‘yarım saat evvel müsaade ettiniz’ deyince komşu: ‘Lütfen bir şey sormayın, lütfen kaldırın’ demiş. Adamın rengi atmış. Neden olabilir acaba? Neden olabilir acaba? Yarım saat evvel izin veren, ‘buyurun yapın’ diyen adam, şurada komşuyuz yani. Yarım saat durmadı o branda orada. Gelip geçenler görmesin. Ne yazıyor brandada? “İftiralar çöktü, Alparslan Hoca terörden beraat etti” diye yazıyor. Bunu buradan geçenler görmesin. Bir brandaya dayanamıyor bir brandaya!

Kendisi bizi gözaltına alırken nasıl almıştı? Sabahın beşinde şov yaparak, şafak operasyonuyla, evin etrafını yüzlerce polislerle çevirerek, TOMA’larla. Mahkemeye götürürken hatırlarsanız adliyenin önünde binlerce polis vardı. Adana polisi yetmemiş İstanbul’dan getirilmiş. Bir rivayette bin, diğer bir rivayette dört bin polis getirmişler. Ta İstanbul’dan getirilmiş. Sen bu kadar şov yapıyorsun. Güya dosyada gizlilik kararı var. (!)Biz daha yeni emniyete götürülmüşüz. Yanımıza avukat bile gelemiyor -bir iki gün sonra avukata izin verdiler- o sırada, ‘kimse konuşamaz çünkü gizlilik kararı var’ deniyor bize ama operasyon yapıldıktan bir iki saat sonra tüm görüntüler haberlerde, televizyonlarda.

30 Ocak Operasyonunun Görüntülerini Kim Servis Etti? Emniyetin kamerasından başka operasyon esnasında kamera olmadığına göre, demek ki bunu emniyet servis etti. Hani gizlilik kararı vardı? Savcı bunun hesabını emniyete niye sormuyor? Sen operasyon yaparken, yalanla dolanla tutuklarken, hiçbir şeyi bilmeyen hâkime şunları tutukla, şunları bırak talimatını verirken; gizlilik kararı olan dosyayı, operasyonu nasıl servis edersiniz? Niye demiyor? Bu şekilde tutuklatırken, sonra da Kürkçüler Cezaevine götürülürken de önünde, arkasında onlarca polis aracı, akrepler, uzun namlulu silahlar. Dersiniz ki Amerikan başkanı geliyor. Bu kadar şov yapıyorsun.

Elimize adliyede kelepçe taktılar. Kelepçe takıldıktan sonra aşağıya iniyoruz. Gazeteciler orada. Polis amiri ‘bir dakika durun’ diyor. Niye duruyoruz amir? Niye duruyoruz? Şov mu yapıyorsun sen? Yürüyoruz işte, otobüse doğru yürüyoruz. Niye durduruyorsun? Gazeteciler fotoğraf çekecekler ya kendini herhalde İçişleri Bakanına sevdirecek. Böyle başarılı bir operasyon yaptık Sayın Bakanım. (!) Artık bizi herhalde yükseltirsiniz. “Dur” diyor. Niye duruyoruz onu anlayamadım. Niye duruyoruz? Kameralar iyi çekecekmiş. Gazeteciler fotoğraf çekecekmiş. Sen şimdi böyle şov yaptın mı? Yaptın. Zulüm yaptın mı? Yaptın. Şimdi bu beraat kararını benim de duyurma hakkım var mıdır yok mudur? Sen o zaman bu kadar iftiralar attın, şov yaptın ve bütün televizyonlara verdin mi vermedin mi? Tüm Adana’ya ne oluyor dedirttin mi dedirtmedin mi? Evimizin etrafına yüzlerce polisi üç gün beklettin mi bekletmedin mi? Halen beni yirmi dört saat takip ediyor musun etmiyor musun? Şu anda da aşağıda bekliyor musun beklemiyor musun? Sen yaparken tüm dünyaya duyuruyorsun ve medyayı ayarlıyorsun ‘terörist bilmem vs. gibi’ iftiralar atıyorsun.

Beraat Kararı Olmadan Bile O Leke Bize Tutmadı

Şimdi beraat kararını ben neden duyurmayayım? İstiyorlar ki biz iftira atalım, lekeleyelim, beraat etse bile o leke orda kalsın. Çok şükür beraat kararı olmadan bile o leke bize tutmadı. Kimse inanmadı ve siz istemeseniz de arkadaşlarımız bunu herkese duyuracaklar.

Siz yalanı yaydınız, biz doğruyu mu yaymayacağız? Beraat kararının duyulmasını istemiyorlar. Neden? O zaman insanlar‘bu kadar şov niyeydi’ diyecekler. ‘Hani bunların terörle bağlantısı vardı, demek hepsi yalanmış’ diyecekler. ‘Bu insanlara demek ki zulüm yapılmış’ diyecekler. O yüzden duyulmasını istemiyorlar. Foyaları ortaya çıkıyor. Yalanları, iftiraları, zulümleri ortaya çıkıyor. Duyulmasını istememeleri bu yüzden. Bir de orada burada hâlâ aleyhimizde konuşuyorlar; bunlar şöyle, bunlar böyle, bağlantıları falan filan var. Hâlbuki kendi raporları var, emniyetin raporları var, kendi verdikleri raporlara rağmen bu yalanı söylemeye devam ediyorlar. Bu yalanı söyleyebilmeleri için, iftiralara devam edebilmeleri için bu beraatın duyulmaması lazım. Beraat duyulursa bu yalanı söyleyemeyecekler. O zaman herkes duyacak ve diyecek ki; ‘hayır böyle bir şey yok, yalan söylüyorsun, beraat etmedim?’ Böyle olmasın diye duyulmasını istemiyorlar.

Kentin Estetiğini Partilerin Astığı Branda Bozmuyor Da Beraat Kararının Yazıldığı Branda Mı Bozuyor?

Bakın, geliyorlar adamı tehdit ediyorlar. Adam, korkusundan ‘kusura bakmayın, bunu hemen sökün’ diyor. Neden? ‘Lütfen soru sormayın hemen sökün.’ Arkadaşlar sökmüşler. Bu binanın duvarına asmışlar. Aşağıda görmüşsünüzdür. Çoğunuz da görmemiş olabilirsiniz. Çünkü görünmüyor zaten. Karşıdan geçenler belki görür. Bu taraftan geçenler zaten görmez. Başını kaldırıp böyle bakacak halin yok. Buna bile tahammül edemiyorlar. Aynı siyah gözlüklüler bu sefer Adana Büyükşehir Belediyesinin zabıtasını gönderiyor. Zabıta ‘bunu buradan sökseniz’ diyor.  Neden acaba zabıta efendi? Neden? Kentin estetiğini bozuyormuş. Allah Allah. Bu branda yola paralel asılmış, binanın duvarına asılmış, yola dik asılmamış. Bir kere partiler sürekli yollara dik olarak asıyorlar. Onlar kentin estetiğini bozmuyor da beraat kararının yazılı olduğu branda mı estetiği bozuyor? Onlar yollara dik astığı hem de birden fazla asmalarına rağmen onlara bir şey demiyorsun bize mi diyorsun?  Ayrıca eğer bu duvara asılan branda kentin estetiğini bozuyorsa o zaman tüm tabelalar, bütün mağazaların tabelaları hepsi kentin estetiğini bozuyor. O zaman hepsinin kaldırılması lazım. Gel kaldırabiliyorsan kaldır hadi. Zeydan Karalar’ın haberi yoksa haberi olsun. Covid-19 hastalığından dolayı hastanedeymiş duyduğuma göre. Yardımcıları kendisine bildirsinler. Belediye’ye telefon açanlar oldu, haber verildi. Belediyenin verdiği cevap şu: “Bizi aramanıza gerek yok, emniyeti arayın. Güvenlik şubeyi arayın.”Belediye’nin sözünü söylüyorum!  Bu ne demek? Belediye: ‘Yapan biz değiliz’ diyor. Emniyet yapıyor! Açık.

Duvara Asılmış Bir Brandaya Bile Tahammül Edemiyorlar!

Duvara asılmış bir brandaya bile tahammül edemiyorlar. Buradan kaç kişi geçecek, o kadar insan görmesin. O branda yola dik olarak asıldığında karışmasaydınız. Orda üç beş gün kalacaktı sonra kaldıracaktık. Ama şimdi madem böyle yaptınız bu branda burada bir sene kalacak. Belediyenin yaptığını zannetmiyorum ama belediye ise gelsin söksün sökebiliyorsa. O zaman gerçek güç, belediyeye emredenler gelmek zorunda kalacaklar. O zaman da ortaya çıkacaklar. Demek yapan belediye değil, onlarmış. Bunu göze alıyorlarsa buyursunlar gelsinler. Mademki bir brandaya dayanamadınız her tarafta arkadaşlarımız brandalarla yollarda gösterecekler. Madem bir tane brandaya dayanamadınız, arkadaşlarımız el ilanlarıyla da her tarafta dağıtacaklar. Bunu siz istediniz! Vallahi benim aklımda bile yoktu. Böyle şeyler aklıma bile gelmiyor. Bunlarla ilgilenmiyorum yani. Bazı arkadaşların aklına geliyor ben de onlardan duyuyorum. Hiç aklımda bile yoktu. Bunu yapmayacaktınız. Hepsi bir brandaydı. Koskoca Adana da tek bir tane branda. Utanın Utanın. Utanmanız varsa utanın! Şimdi gidin Adana da belki beş yüz tane branda görürsünüz yollarda. Yani siyah gözlüklüler emniyete söylüyor, emniyet de zabıtaya söylüyor. Biz aslında kimin söylediğini iyi biliyoruz.

İzlemek için;

Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin güncel, siyasi, fıkhi, ilmi sorular hakkında vermiş olduğu cevaplara alparslankuytul.com resmi web sitesinden ulaşabilirsiniz…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here