Alparslan Kuytul Hocaefendi’den Hapis Cezası Hakkında Açıklama!

0
Alparslan Kuytul Hocaefendi'den Hapis Cezası Hakkında Açıklama
Alparslan Kuytul Hocaefendi'den Hapis Cezası Hakkında Açıklama

Erzin mahkemesinde verilen kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle bilmeyenler için bildirmek, tafsilatı hatırlamayanlar için hatırlatmak istiyorum. Bildiğiniz gibi 29 Mayıs 2016 yılında bir olay oldu. İskenderun’da bir konferansımız vardı, konferansa bir gün kala yani son gün mesai saatine yarım saat kala iptal ettiler. Bu iptal olayları ne bir ne iki yüzden fazla konferans iptal edildi. Her konferansın yüzlerce masrafı var, konferansın masrafları da o şehirdeki arkadaşlar tarafından karşılanıyordu ama o kadar paralar heba edildi. Bu İskenderun konferansı da onlardan biriydi.

Dağ Başında Basın Açıklaması Mı Olur?

İskenderun konferansı son dakika iptal edilince bizde İskenderun’a gidip orada basın açıklaması yapmak istedik. Polis otobanı kesmişti, İskenderun’a giden herkesi Erzin’de bir tesiste durdular. Ve orada benimle görüşen müdürler resmen yalan söylediler. Bana ‘Hocam İskenderun’da size karşı halk hareketleri olabilir, basın açıklamasını İskenderun’da değil burada (Erzin’de) tesiste yapın’ dediler. Tesiste dağ başında biz bize yapacağız kimse görmeyecek. Ben de Müdüre: ‘Dağ başında basın açıklaması mı olur? Yemin eder misiniz? İskenderun’da kimse böyle bir şey yapamaz, bu kadar insanın karşısına çıkamaz ama yemin edebiliyorsan et’ dedim. Müdür: ‘Edemem’ dedi. Ben de: ‘O zaman senin dediğini kabul edemem’ dedim. Ondan sonra biz basın açıklaması hakkımızı kullanmak istiyoruz, basın açıklaması benim hakkımdır, bunu sen engelleyemezsin! Seyahatte benim hakkımdır. Sen hangi hakla Erzin’de önümü kesiyorsun, İskenderun’a gitmeme engel oluyorsun, Ben İskenderun’a pasaportla mı gideceğim? Sen hangi yetkiyle benim önümü kesiyorsun? Böyle bir yetkin yok. Ondan sonra ‘biz gideceğiz’ dedik, bu sefer de TOMA’larla, çevik kuvvetle müdahale başladı. Çoğunluğu Adana’dan ve Antep’ten olmak üzere çeşitli yerlerden binlerce insan vardı, baş edemediler, o kadar insanı dağıtamadılar. Orası jandarma bölgesi, güçleri yetmeyince jandarmayı çağırdılar. Hatay İl Jandarma Komutanı olan bir Albay 10-15 askerle geldi ve benimle görüştü. Ben de olayı anlattım.

Vali Müsaade Ediyor, Polis ‘Yasak Var’ Diyor!

Biz gazı yemişiz. TOMA’yı yakın mesafeden iki defa gözüme sıktılar. TOMA’nın sıktığı su değil gazlı su. Yakıyor ve nefes almana engel oluyor. Ben bu haldeyken Albay benimle geldi konuştu ve ben de olayı anlattım. Albay’a: ‘Biz basın açıklaması hakkımızı kullanmak istiyoruz ama polis müsaade etmiyor’ dedim. Albay: ‘Tamam, Vali ile ben görüşeyim’ dedi. Albay benim yanımda Hatay valisiyle görüştü. Albay: ‘Vali müsaade ediyor, sorun yok’ dedi. Halbuki polis bana ‘yasak var, Vali yasakladı’ diye yalan söyledi. Oysa Vali’nin haberi bile yok! Bu yalanı söyleyen Emniyetçilerden bazıları, hepsini kastetmiyorum. Emniyetten bazıları kendisini yerine göre ilçe ise kaymakam yerine, şehirse Vali yerine koyuyor. Bazen de kendisini savcı yerine koyuyor halbuki savcının haberi bile yok. Kendi kendilerine herkesi ifadeye çağırıyorlar. Sen emniyetçi misin savcı mısın? Senin böyle bir yetkin yok, beni emniyete sen çağıramazsın, savcı çağırır. Polis devleti olmuşuz, polis her şey olmuş!

Polisin Böyle Bir Yetkisi Yok!

Bu pandemiden dolayı kesilen cezaların birçoğunu polis kesti. Polisin böyle bir yetkisi yok ki. Sen vali misin? Cezayı vali keser. Polis kendini vali yerine koyuyor. Bu cezaların birçoğu mahkeme tarafından iptal edildi. Yaptıkları şey kanunsuz, orada da önümüzü kanunsuz bir şekilde kestiler, yalan söylüyor ‘yasak var’ diyor. Albay gelince yalanları ortaya çıktı. Albay İskenderun’da bir yer ayarladı, yüzlerce araç gittik. Miting alanında 10 bin kişiye yakın insan toplandı. Miting alanında açıklamamızı yaptık, ondan sonra olaysız bir şekilde dağıldık.

İfade Senin İfaden Mi, Benim İfadem Mi, Sen Ne Karışıyorsun?

Benim aracın ve benimle beraber olan 3-4 aracın otobana girmesine müsaade ettiler. Ben herkese müsaade ediliyor zannettim. Meğer bunlar polis taktikleriymiş. Bizi otobana aldılar, gerisini yani yüzlerce aracı otobana sokmamışlar. Bunu da bizi otobanda yalnız bırakmak için yapmışlar. Biz de arkamızdan herkes geliyor zannediyoruz, meğer otoban kapatılmış, kimse yokmuş, otobanda biz tekmişiz. Olayın olduğu yere geldik, olayın olduğu yerde yine önümüz kestiler. Savcının emri var ifadeye gideceğiz dediler. Erzin emniyetine ifadeye gittik.

Vallahi billahi, benim üstüm başım berbat hatta arkadaşların yanlışı yüzünden ceketim sökülmüş şekilde, tabi her tarafım gaz kokuyor. Emniyette, beni emniyet müdürünün odasına aldılar, bana kahve ikram ettiler, kötü muamele yapmadılar doğruya doğru. -Biz onların içinden bazı alçaklar gibi yalancı değiliz. Biz polise bir fiske vurmamışız. Alçak mahkemeye geliyor, görevi yalancı şahitlik yapmak, dinini imanını satarak amirlerinin dediğini yapıyor. ‘Bana böyle böyle yaptılar’ diyor, resmen yalan söylüyor. Biz doğruyu konuşuyoruz, bana güzel davrandılar. Müdürün odasında birkaç tane müdür daha vardı. Emniyet müdürleri kahve ikramından sonra çay ikram ettiler. Ben ‘tamam, gerek yok, sağ olun’ dedim.  Sonra ifadeye geçtim ve ifademi verdim. Emniyetten olduğunu düşünmediğim başka biri, onun tavırları da farklıydı. Sürekli ifademe müdahale ediyor, kendi yazdırmaya çalışıyordu. İfade senin ifaden mi, benim ifadem mi, sen ne karışıyorsun?dedim. Baktı ki sinirlendim, çıktı gitti. İfademe sürekli müdahale etmeye çalışan o kimse, emniyet kimden talimat alıyorsa herhalde onlardandı. İkindi namazını kılmamıştım, bana yer gösterdiler, havlu getirdiler sağ olsunlar, terlik getirdiler. Abdest aldım. Aşağıda bodrumda mescidi vardı, arkadaşlarla cemaat olup namaz kıldık. Bakın kötü muamele yok. Hatta polisler bize müdahale ederken kötü davrandıkları için en üst rütbeli müdür ifade alırken yanıma geldi ve benim gönlümü almak istedi. ‘Hocam, bana hakkını helal eder misin?’ dedi. Ben ‘ne ederim dedim ne etmem dedim’ yani bir şey demedim. Helallik istedi. Aynen kelime kelime durum bu. Hatta avukatımda şahittir. İfade bitince adli tıbba götürdüler, ordan da bıraktılar.

Bir Yerden Talimat Geldi 1-1,5 Yıl Sonra Mahkeme Açtılar

Biz davacı olma derdinde değiliz, biz hizmet insanıyız yani biz İslam’a hizmet etmek istiyoruz, bizim derdimiz bu. Başka bir derdimiz yok. Biz kimseyle mahkemelik olmak istemedik, mahkemeye de vermedik. Onlar da vermemişti. Sonra bir yerden talimat geldi bir-bir buçuk sene sonra mı mahkeme açtılar. Siz yalan söylediğiniz için benden helallik istediniz. Hatay valisinin haberi yokken siz onun adına yalan söylediniz.

Basın Açıklaması Düzenlemek Suç Mu?

İskenderun’da bize karşı bir oluşum olmadığı halde yalan söylediniz. Sonra da helallik istediniz. O kadar insana zulmettiğiniz halde biz ‘neyse tamam olayı kapatalım’ dedik. Siz tuttunuz 1 sene sonra mahkeme açtınız, utanmadınız mı? İskenderun’daki basın açıklamasını düzenlemekten verilen ceza 1 sene 10 buçuk ay. Basın açıklaması düzenlemek suç mu? Orada binlerce insan vardı neden 24 kişi mahkemeye verildi? Saçma sapan şeyler. Bir şey bildiğinden değil rastgele. O sırada benimle gelen taksilerde olan arkadaşlar. Onlar ne konuşmacı ne düzenleyen ne karar veren normal, kendi halinde esnaf vatandaşlar. Onlar o sırada o taksilerdeler diye onlara da dava açtılar. Bu arkadaşların ifadelerini de almadılar yalnız kimliklerini topladılar. Ama yine de onlara da dava açtılar. 24 kişiye 1 sene 10 buçuk ay, işte ‘HAGB (Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması)’ diye bir şey var. O zaman yatmıyorlar yani hüküm açıklanmadığı için 5 sene içinde aynı şeyi bir daha yapmazsa kapatılıyor, yaparsa iki ceza birleştiriliyor. Hukukta böyle bir kanun var. 24 kişiye oradan vermişler, bende içindeyim. Ayrıca bana polisin görevine engel olmadan 4 yıla yakın ceza vermişler. Yaklaşık olarak son sınırından veriyorlar.

Sen Kanunsuzsun, Kanunsuz. Kanunu Çiğneyen Sensin!

Ben polisin görevini yapmasına engel mi oldum? Polis yapmaması gerekeni yaptı. Yolu kesmek ne zamandan beri polisin görevi, valinin adına yalan söylemek ne zamandan beri polisin görevi, validen habersiz karanlık yerlerden emir almak ne zamandan beri polisin görevi? Bir gün bu devran değişirse o polislerin hepsi mahkemede hesap verir. Polisin böyle bir görevi yok ki ben ona engel olayım. Polis görevinin dışına çıktı. Biz madem polise engel olmuşuz, o zaman neden vali gitsinler ve yapsınlar dedi? Biz polise engel olmuş ve yanlış işler yapmışız. Her taraf dağ taş, polise bir tane taş atıldı mı? Nasıl engel olmuşuz? Ve engel olmuşsak vali neden müsaade etti? Binlerce kişiyle miting gibi basın açıklaması yapmışız. Buna neden müsaade etti? Madem polise engel olmuşum, kötülük yapmışım o zaman neden müdürün odasında, bana çay, kahve ikram ettiler? Madem böyleymişim neden polisler bana terlik, havlu getirdi? Neden en üstlerindeki müdür benden helallik istedi? Utanın ya! Lanet olsun sizin mahkemenize de hükmünüze de! Ben polisin görevini yapmasına tek başıma mı engel oldum? Bir tek bana ceza verilmiş. Ben neymişim? Ne Süpermenmişim. Kimseye ondan dolayı ceza yok, ben tek başıma koskoca devletin görevini yapmasına engel olmuşum, saçmalığa bakın. Neden tek bana ceza kesiyor? Çünkü hedefte ben varım, ben konuşuyorum, ben eleştiriyorum. Ben onlara itaat etmiyorum, hakkımın dışına da çıkmıyorum, ben senin zulmüne de itaat etmiyorum. Sen kanunsuzsun, kanunsuz. Ben kanuna uygun davranıyorum. Kanunu çiğneyen sensin.

Sen: ‘Kanun sana bu hakkı vermiş olabilir ama ben vermiyorum’ diyorsun. Sen kimsin? Polis misin kanun koyucu musun? Yaptığım şey kanuna uygun ama o müsaade etmiyor. ‘Ben izin verirsem hakkını kullanabilirsin, ben izin vermezsem kullanamazsın’ diyor.

Polis Kanun İnsanıdır! Suçsa Müdahale Eder, Suç Değilse Müdahale Etmez

Benim hanımıma Bolu’da, Ankara’da, Adana’da atkılı yürüyüşler için 10-15 tane mahkeme açtılar. Birkaç tanesinden beraat etti, daha diğerleri sürüyor. Bakın polis diyor ki ‘atkıyı çıkartın öyle yürüyün.’ Diyor ki ‘Suç mu?’ Yok, ‘suç değil ama çıkart’ diyor. Bakın bu nasıl bir şey? Polis kanun insanıdır suçsa müdahale eder, suç değilse müdahale etmez. Sen benim özgürlüğüme ne karışıyorsun? Bakın birisi Fener bahçe bayrağını, nedir adı flama mı onu giyse suç mu? Değil. Bir atkı, sen ne karışıyorsun? Suç mu, diyor. Suç değil ama çıkartmazsan bırakmam, gitmene izin vermem, diyor.

Sen nasıl izin vermiyorsun? Suç değilse karışamazsın. Evet kanun öyle. ‘Ben kanun manun dinlemiyorum’ diyor. Bunlar sırtlarını bir yerlere dayamışlar, bu devran hiç değişmez zannediyorlar. Bu devire kadar çok devranlar geldi geçti. Bu dünyanın bir de ahireti var. 4 sene mi tam hatırlamıyorum bir ceza vermişler. Yani 2 sene 11 ay. 1/6’sı düşürülüyor. Yaklaşık 3 sene kalıyor.

Daha gerekçeli karar açıklanmadı. Gerekçeli karar 15 gün sonra açıklanıyor. Bakacağız bakalım, hâkim bana 2 maddeden, diğerlerine 1 maddeden ceza vermiş. Bakacağız gerekçeli kararda bu cezayı neye dayandırmış, bir şeye dayandıramaz mümkün değil. Gerekçeli karar açıklandığında size gösteririm, bir şeye dayandırması mümkün değil.

Ben Polislere Ne Zaman Engel Olmuşum?

Bu iş bana mı düşer? Ben engel olmak istesem bile arkadaşlara ‘engel olun’ derim, ben mi yapacam. Ben ne zaman engel oldum? Öyle bir olay da olmadı, böyle bir iddia da yok zaten. Bunların dediği şey şu; yani, yani sen ‘dağılın dedik, dağılmadın.’ Evet dağılmadım. Ben ne zaman yalan söylemişim. Dağılmadım evet, inkâr mı ediyorum? Dağılmamak, polisin görevini yapmasına engel olmak değildir. Bu pasif direniştir ve bu kanunda suç değildir. Hâkim bunu bilmiyor mu?

Polise Engel Olmak Nedir?

Diyelim ki polis, bir suçluyu yakalayacak engel oluyorsun, onu yakalamasına izin vermiyorsun. İşte polise engel olmak budur. Polisin görevini yapmasına engel olmak budur. Yoksa dağılın demiş dağılmamışsın, bu polisin görevini yapmasına engel olmak değildir. Bu pasif direniştir ve pasif direniş suç değildir.

Bir İnsanın Polis Teşkilatını Engellemesi Mümkün Mü?

 Bir tek bana ceza veriyorsun… Besbelli hedefin benim işte. Yani bu olay siyasi bir olaydır. Kime engel olmuşum göster? Fotoğraf, video, her tarafta polis kameraları var, bana göster, ben kime engel olmuşum, hangi polisin görevini yapmasına engel olmuşum? Böyle bir şey yok.

Hâkimin Kıymeti Yok! Hâkim, Polisi Mahkemeye Getirttiremiyor!

5 tane yalancı şahit ayarlamışlar, polislerin ikisi geldi, 3 ü gelmedi. 9 mahkemedir de gelmedi. Tahmin ediyorum, vicdan azabı mı çekti ne olduysa? Belki de ‘biz bu yalana ortak olmayalım, ahiretimizi berbat etmeyelim’ dediler ve gelmediler. Çünkü hâkim haber gönderiyor, gelmiyorlar. Hâkimin kıymeti yok! Hâkim, polisi mahkemeye getirttiremiyor! Devletin memurunu mahkemeye getirtemeyen hâkim! Bu cezayı veren hâkim, kimin talimatıyla bu kararı verir? Hâkim, böyle zayıf bir insan. Devletin hâkimisin ama polisi mahkemeye getirtemiyorsun. Yukarıdan kendisine böyle bir talimat geldiğinde ‘emredersiniz efendim’ der ve dediklerini yapar. Yoksa ben gerçekten bizi savunmak için değil, o kadar çok kanun okudum ki hakikaten bakıyorum bir şey yok. Gerçekten bir şey yok, onların yaptıklarından dolayı biz onları mahkemeye vermeliydik ama biz vermedik.

İyice Polis Devleti Olmuşuz. Diktatörlük Kurmuşlar!

Gerçekten adalet olsa, hepsi mahkemelik! Ama öyle bir sistem kurmuşlar ki sen polisi mahkemeye veremiyorsun, vali izin verecek, kaymakam izin verecek, diyor. Neden?

Hukuk devletinde savcılar soruşturmayı başlatır, mahkemeyi açar. Herkes için böyleyken polis için böyle değil neden? Polis devletiyiz çünkü o yüzden. Polisini koruyor. Polistir, kötüsü de var, iyisi de var. Sen şimdi kötü polisi niye koruyorsun? Yani mahkeme açsan ne olacak?

Geçen gün Adana’da teravih namazı kılacaklar diye polisler arkadaşları darp etti.  Burası yasak demişler. Bunlarda tamam, yasaksa başka yerde kılarız, demişler. Bunu demelerine rağmen arkadaşlar yürüyorken arkadan vura vura yere düşürüyorlar, düşürdüğü adama da tekmeyle vuruyorlarmış. Ya adam gidiyor, sen belanı mı arıyorsun polis! Adam gidiyor işte. Sen dedin ki ‘parkta yasak’ adam ‘tamam, o zaman başka yere giderim’ dedi. Sen bu adama niye vuruyorsun? İyice polis devleti olmuşuz. Diktatörlük kurmuşlar! Giden adama vuruyor. Bir arkadaşımızın gözüne vurdular. Gözü böyle oldu. Yani Allah’tan gözüne bir şey olmadı.

Sen Beyin Değilsin, Kolsun Kol!

Geçen hafta (10 Eylül 2020) Erzin’deki olayda da bir arkadaşın tam alnından plastik mermi sıkmış! Alçak! Polissen polisliğini bil, adamın asabını bozma, alnına sıkılır mı? Biraz aşağı gitse gözü kör olacak! Plastik mermi ayağa sıkılır, ne zamandan beri alnından nişan alınmaya başlandı? Bu kaçıncı olay? Bunlar diyor ki ‘siz bize itaat etmiyorsunuz.’ Evet etmiyorum, etmeyeceğim! Yahu sen kanun adamısın, sen kanuna uy. Düzgün bir şey söyle ben de ona uyayım. Sen diyorsun ki ‘ben sana burada basın açıklaması yaptırtmam!’ Neye göre? Ben orada yapmak istiyorum. Valiliğin kararı var mı? Adam vali mali dinlemiyor. ‘Ben izin vermiyorum’ diyor. Valiliğin sitesinde yasak olan yerler açıklanır, zaten biz orada yapmaya zorlamıyoruz. Yasaksa vardır bir sebebi, diyoruz, başka yerde yapıyoruz. Öyle bir yasak da yok, kendisi yasak koyuyor. Yahu sen yasak koyacak makamda mısın? Sen kolluk kuvvetisin, kolluk kolluk! Sen beyin değilsin, kolsun kol!

Sen kendini beyin yerine koyuyor ve karar veriyorsun! Sen vali misin, savcı mısın? Birkaç gün sonra gerekçeli karar açıklanır. Ona göre bakıp itirazda bulunacağız, dava istinaf mahkemesine gidecek. Yani karar çok saçma! Benimle ilgili olduğu için değil, zaten ben hapse alıştım. Bu haber geldiğinde yanımda kaç kişi vardı, moralim de bozulmadı hatta şaka yaptım. ‘Yine ayrılacağız hoşça kalın’ dedim. Yani öyle çok umurumda da değil. Fakat gerçekten tarafsız bir insan olarak ben düşünmeye çalışıyorum, hakikaten ondan ötürü ceza verilemez, gerçekten verilemez. Tamamen hâkime talimat verilmiş, verilen talimatı yaptı. Başka bir şey değil.

karaisalı mahkemesinde de, bazı arkadaşlar orada basın açıklaması yapmıştı; hepsine beraat veriyor hakim, bir arkadaşa ceza veriyor. hepsi temiz, o suçlu. ya eğer suçsa hepsi beraber yapmış. itiraz edildi, ağır cezaya gitti, ağır ceza kabul etti itirazımızı, bu saçma bir karar demiş ağır ceza ve kararı iptal etti ve tekrar mahkeme olsun dedi. tekrar mahkeme oldu, dün, perşembe günü ve arkadaşımız beraat etti. yani ağır cezadan döndü o verilen karar, üst mahkemeden döndü. ben bunun da öyle olacağını zannediyorum, yukarıdan talimat gelirse o başka! normal şartlarda bu, istinaf mahkemesinden döner çünkü ben polise engel mengel olmadım bir tane şahit göster. şunu kastediyor yani sen oradakilere dağılın deseydin dağılırlardı, sen demedin o yüzden dağılmadılar. ben demek zorunda mıyım? ben senin kölen miyim? ben senin dediğine davranmak zorunda mıyım? ben senin memurun muyum? sen dağıt dediğinde ben dağıtmak zorunda mıyım? sen dağıt dağıtabiliyorsan!

ben niye dağıtacakmışım? ben polise engel olmadım, bir şey yapmadım, sen oradan ceza veriyorsun! iğrençleşmişler ya, iğrenç olmuşlar. mesela hapishanede benim telefon konuşmalarım internet aleminde yayılınca, hanım kaydediyordu, sonra internette yayınlayınca bu yüzbinlerce insan tarafından dinlenmeye başlanınca, etkili olmaya başlanınca, benim telefonumu kesmek istediler, bir şey arıyor şimdi bir şey bulması lazım. arıyor arıyor arıyor bir gün cuma günü tam telefona gideceğim telefon hakkın kaldırıldı dediler. telefon hakkın iptal dediler, niye dedim, süresiz iptal istersen mahkemeye ver. sonra geldi kağıdı. diyor ki silahlı suç örgütünün yöneticilerinin telefon hakkı iptal edilebilir. o maddeden benim hakkımı iptal etmişler. biz silahlı suç örgütü müyüz? ahlaksız! biz silahlı suç örgütü müyüz? böyle bir iddia bile yok bizimle ilgili. iddianeme ortada! daha sonra o cezayı vermek zorunda kalan müdürlerden biri benim avukatıma diyor ki, bana kuytul hoca diyordu, kuytul hocaya biz bu maddeden ceza veremeyeceğimizi biliyoruz, onunla ilgili böyle bir iddia bile yok biz de bunu biliyoruz ama talimat böyle ne yapayım! vallahi billahi!

mahkemeye versin yine kazanırsa. kazandım da. çünkü kanunsuz. bizimle ilgili silahlı suç örgütüyle alakalı bir iddia bile yok. şimdi adam telefonu kesmek istiyor, ne yapacak? bir şey uyduruyor. talimat vermiş siyah gözlüklü, telefon etmesine engel ol nasıl yapıyorsan yap, bir madde bul bir şey yap engelle, gerisini sen düşün. o büyük adam o kafa yormaz, o müdüre bırakıyor sen bir yolunu bul diyor. müdür bulamıyor. silahlı suç örgütünden vereyim diyor. sonra da ben hakkımı haram ediyorum diye yazdım savunmaya, diye, ben helal edeyim diye bunu bana haber olarak gönderiyor. ya bana hakkını helal etsin manasında, ben istemedim, beni buna mecbur ettiler. hep böyle. beni mesela tek başıma bir odaya kapattılar 400 gün tek başıma bir odada bıraktılar. böyle bir kanun yok, ben tutukluyum hükümlü bile değilim hükümlülere bile böyle yapılmıyor. müebbet alanlar bile böyle bırakılamaz. kanunsuz, her şeyleri böyle. her şeyleri telefonla. kanun manun yok. keyfi idare. ilginç olan bir şey o 1 sene 10 buçuk ay olan ceza, düzenleme ile ilgili, yani basın açıklaması düzenleyenlere verilen ceza, ki o arkadaşların hiçbirisi basın açıklaması vs. düzenlemiş insanlar değiller, onların alakası bile yok, laf olsun diye. laf olsun yani. o arkadaşlar bizim konvoydaki arkadaşlar 3-4 araba. hiçbirisi düzenleyici değil, laf olsun! yerin dibine batsın sizin adaletiniz!

ve HAGB diye biz bir şey istememişiz. yani bu şu demek onu istediğiniz zaman ceza uygulanmıyor 5 sene içinde aynı şeyi yapmazsanız düşüyor, yaparsanız ikisi birleştiriliyor, toptan çekiyorsunuz cezayı. biz böyle bir şey istememişiz orada avukatlar da itiraz etmiş biz böyle bir şey istemedik böyle bir şey vermenize gerek yok, olsun olsun diyor hakim. çünkü öyle planlamışlar. olsun olsun bu sanığın lehinedir o yüzden veriyorum. yani hüküm açıklanırsa ceza yatar, açıklanmazsa yatmamış olur onun lehinedir o yüzden ben veriyorum. hayır benim avukatım istemiyor, sen niye veriyorsun?

ben yatmak istiyorum mesela, sen niye veriyorsun? anlamadığımı mı zannediyorsun hakim! sen daha doğmadan biz kitap okuyorduk, ders veriyorduk. 30 yaşında hakimsin. anlamadığımı mı zannediyorsun? yani demoklesin kılıcı gibi başında tutuyor. yani bir daha böyle bir şey düzenleme, 5 seneye kadar kafamız rahat olsun senden taraf yani, hep böyle onu düşün, katılma hiçbir şeye girme. girmem gerekirse girerim senin mahkemenden korkum yok!

bu erzin olayı budur. aslında erzinlik bir olay değil de iskenderun olayıydı erzinin orada olduğu için erzin mahkemesinde görüldü yoksa iskenderunla ilgiliydi aslında yani olay bu ve şimdi işte gerekçeli kararı bekleyeceğiz o gerekçelere göre cevabımızı yazıp üst mahkemeye göndereceğiz bakalım bekleyim ne olacak.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here