Furkan Derneğinden Güneydoğu’da 2 Büyük Konferans

0
Konferanslar zincirine güneydoğu ile devam eden Furkan Derneği, Şanlıurfa ve Adıyaman’da coşkulu bir konferans gerçekleştirdi.
Reklam

Yıl içerisinde birçok konferanslar gerçekleştiren Furkan Derneği, Şanlıurfa ve Adıyaman’da ile konferanslar zincirine iki yeni halka daha ekledi. Şehitlik Çamlık Düğün Salonunda gerçekleştirilen “Hakka Davet Vazifesi” konulu konferansa Şanlıurfa halkı yoğun ilgi gösterdi. Adıyaman Hisar Düğün Salonunda gerçekleştirilen “Mü’minlerin İmtihanları” konulu konferansta ise yoğun katılım sebebiyle birçok kişi konferansı ayakta izlemek zorunda kaldı.

Her iki konferansa da konuşmacı olarak Furkan Vakfının kurucu lideri Alparslan Kuytul Hocaefendi katıldı. Programlarda Kur’an tilaveti, şiir dinletisi, konuya özel hazırlanan sinevizyon gösterimleri yer aldı. Ayrıca Grup Furkan da ezgi ve marşlarıyla salondaki coşkuyu arttırdı.

Alparslan KUYTUL Hocaefendi, konferans bölümünde tekbirler, sloganlar ve açılan pankartlarla karşılandı. Dinleyiciler, İslam davasını ve Alparslan KUYTUL Hocaefendi’yi terk etmeyeceklerini dile getirdiler.

Şanlıurfa’da gerçekleştirilen “Hakka Davet Vazifesi” konulu konferanslarında Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi şu konulara değindi:

·         Tarih boyunca kavimlerin doğru yolu bulması için Allah (c.c), vahyin ışığında insanlara rehberlik etmesi için peygamberler göndermiştir. Bu peygamberler insanları hakka davet etmiş, insanlara kula kulluktan vazgeçip Allah’a kulluk etmelerini öğütlemiştir.

·         “Rabbinin yoluna davet et” ayeti, davetin umumi olduğunun delilidir. Bu kapsamda davet genç-yaşlı, kadın-erkek herkese yapılmalıdır. Aynı zamanda tüm Müslümanlar da bu ayet kapsamında davetle vazifelendirilmişlerdir.

·         Davetçiler evvela tevhid üzere durmalıdırlar. Tevhid, davetin başarıya ulaşması insanların hayatlarını değiştirmesi için olmazsa olmazdır. Nitekim tüm peygamberler de farklı toplumlara farklı zamanlarda gelmelerine rağmen hep aynı sözü söylemiş, ilk olarak insanları şirkten uzaklaştırıp tevhide davet etmişlerdir.

·         Hak ile batılı açık bir şekilde ortaya koymak davetin şartlarındandır. Peygamberler Allah dışındaki tüm ilahlara ‘Le’ diyerek söze başlamışlardır. İnsanlar hakikatin ne olduğunu gördükleri gibi bâtılın da ne olduğunu görmelidirler. Aksi takdirde hak ile batıl birbirinden ayrılamaz.

·         Hakka davet edecek kimseler Allahtan başkasından korkmamalı, hakikatleri açık bir şekilde konuşmalıdırlar. Bir takım kaygılar güderek hakikatleri söylemekten çekinmemelidirler. Dünyaya hükmediyor olsalar da bâtıl ideolojilerin bâtıllığını ortaya koymalıdırlar.

·         Davet, yalnızca erkeklerin değil bayanların da vazifesidir. Nitekim %50’si bayan olan bir toplum, sadece erkeklerin erkeklere davet yapması ile değişebilir mi? Bayan hocahanımların da bayanlara davet yapması gerekmektedir.

Adıyaman’da gerçekleştirilen “Mü’minlerin İmtihanları” konulu konferanslarında ise Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi şu konulara değindi:

·         Allah (c.c) insanı yeryüzünde halifesi olarak yaratmış, ona ilim vermiştir. Şeytanı insanla imtihan eden Allah (c.c) insanı da şeytanla imtihan etmiştir. İnsanlığın ilk imtihanı Hz. Adem’in cennette yasak meyveyi yemesi olmuştur.

·         Allah (c.c) insanlar içerisinde Habilleri de yaratmış, Kabilleri de yaratmıştır. İnsanlık tarihi boyunca Salihler ve zalimler mücadele etmişlerdir. Salihler ise bu süreçte birçok imtihana tabi olmuşlardır.

·         İnsanın yeryüzündeki imtihanı şuna benzer: Öyle bir sınav ki hayat boyunca devam ediyor. Bu sınavda kopya çekmek serbest, hatta sevap. Bu sınavda çevrendekilere kopya vermek serbest hatta cihad. Bu sınavın sonucunda gidilecek yer cennet veya cehennem. Hangi amellerin kişiyi cennete sevk edeceği, hangilerinin ise cehenneme sevk edeceği yazılmıştır. Hatta bu sınavda insanlara yol göstermesi için peygamberler dahi gönderilmiştir. İşte insanın en büyük imtihanı olan hayat imtihanı buna benzer.

·         Bu büyük dünya imtihanın içerisinde de irili ufaklı birçok imtihan daha yer almaktadır. Eğer insan muhatap olduğu imtihanın sebeplerini ve hikmetlerini anlamazsa imtihanı kaybeder. Çünkü kişinin imtihan anında sergileyeceği tavır, imtihanın hikmetini anlamasıyla doğru olabilir.

·         Kur’an cehennemliklerin (imtihanı kaybedenler) Allah’a (c.c) yalvaracaklarını ve pişmanlık içerisinde “bizi yeniden döndür de salih ameller işleyelim” diyeceklerini aktarmaktadır. Ancak onlara izin verilmeyecektir. Devamında ise Kur’an, cennetliklerin (imtihanı kazananlar) sevinç içerisinde amel defterlerini göstereceklerini aktarmaktadır.

·         İnsanlar içerisinde en çok imtihana tabi tutulanlar peygamberlerdir. Daha sonrasında derece derece Salihler, veliler, alimler vs. diye imtihanın zorluğu azalarak devam etmektedir. Dolayısıyla kişinin tabi olduğu imtihanlar onun derecesini göstermektedir.

·         İmtihanlara kötü gözle bakmamak lazımdır. Kişi imtihanlarla gelişir. İnsandaki yedek yetenekler imtihanlar ile ortaya çıkar. İmtihanları yükselmek için fırsat olarak görmek gerekir. Kişinin Allah katındaki derecesi imtihanları geçmesiyle yükselir.

·         Allah (c.c), imtihanları kazananları yükseltirken kaybedenleri ise alçaltmaktadır. Hz. Yusuf (a.s)’ın imtihanı kazanmasıyla, Allah (c.c) onu kavmine vezir ederken, kendisine bu teklifi sunan Zuleyha’yı ise kavmine rezil etti.

·         Allah (c.c) sadece kişileri değil, toplumları da imtihanlara sokar. Toplumsal olarak işlenen günahlara toplumsal olarak cezalar verilir. Keza toplumsal olarak rahmet de verilmektedir.

·         Sahabe nesli ağır imtihanlardan geçmiş ve bu imtihanlar sonucunda toplumsal olarak kendisini değiştirebilmiştir. Bu değişimin sonucunda ise Allah (c.c), Asr-ı saadet dönemi temelli 1300 yıl dünyaya hükmedecek İslam medeniyetini meydana getirmelerine müsaade etmiştir.

Konferansların ardından halktan gelen sorulara cevap verildi. Soru-cevapların ardından konferanslar sona erdi.

ŞANLIURFA KONFERANSINDAN GÖRÜNTÜLER

 

ADIYAMAN KONFERANSINDAN GÖRÜNTÜLER

 

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here