Alparslan Kuytul’dan: “Cemaatler İnsanların Akılları Kiralıyor” Diyenlere Cevap!

0

Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin Furkan Nesli Dergisi’nde yazmış olduğu “Cemaat Karşıtlığı Oluşturma Projesi” başlıklı makalesinden alıntıdır.

“CEMAATLER İNSANLARIN AKILLARINI KİRALIYOR” DİYENLER

Bazıları “Cemaatler insanların aklını kiralıyor, cemaatlere aklınızı kiraya vermeyin” diyorlar. Her cemaat bu şekilde itham edilemez. Eğer bir cemaat kendi müntesiplerine mutlak itaatin Allah’a ve Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e olacağını, liderlerin masum olmadığını, Kur’an’a ve Sünnete aykırı emirlere itaat edilmeyeceğini öğretiyorsa kimsenin aklını kiralamıyor ve düşünmelerini engellemiyor demektir. Tüm cemaatleri bu şekilde itham edenler partilere neden bir şey demiyorlar? Partiler; akılları kiralamayı boş verin, satın alıyorlar!

Sanki cemaatler insanların akıllarını kiralıyormuş, düşünmelerini engelliyormuş… Ama partiler böyle değilmiş… Partiler bunun on katını yapıyor. Hatta partiden biri, farklı bir görüş ortaya koysa partiler onu disipline vermiyorlar mı? “Sen nasıl böyle konuştun?” deyip partiden ihraç etmiyorlar mı? Hani cemaatler özgürlüğü sınırlıyordu ama partiler sınırlamıyordu? Bir oylama esnasında partiler grup kararı almıyorlar mı? “Grup olarak, ‘Evet’ vereceğiz ya da ‘Hayır’ vermeyeceğiz” demiyorlar mı? Buna aykırı davrananlara da disiplin cezası verip partiden ihraç etmiyorlar mı? “Aklını parti merkezine ve liderine kiraya verme, sen özgür bir insansın, kendi aklına ve vicdanına göre karar ver” diyorlar mı? Hayır… Partiler cemaatlerden çok daha fazla insanların akıllarına hükmediyorlar.

Düşünmeyi engelleyen, haramları helalleştiren, buna rağmen kimsenin itiraz edemediği bir cemaatleşme varsa, onlara izin verilmesin ya da onlara eğitim verilsin. Eğer bir cemaatte haramlar helalleştiriliyorsa insanlar buna itiraz edebilsin. Türkçe Olimpiyatları’nda kızları çıkartıp şarkı söyletiyorlardı, cemaattekiler susuyordu, hatta alkışlıyordu. Bunun sebebi İslam’ı bilmiyor olmalarıdır. Cemaat düşmanlığı yapmaya gerek yok. Cemaat dediğin İslam’ı öğretir, yanlışlar olduğu zaman da insanlar itiraz edebilirler, itirazı bilgiyle, ilimle başarabilirler. Böylece akıllarını kiraya vermemiş olurlar.

Mesele cemaat ile alakalı değil, partilerde de aynı olay var. Bir gazetede de aynı olay var. Gazeteci, patronunun dediğinin dışına çıktığı zaman patron onu işten kovuyor. Bugün AKP’nin televizyonlarında birisi AKP’nin aleyhinde bir kelime konuşabiliyor mu? Hayır! Ne isteniyor? Mutlak ve kesin itaat! Televizyonda en küçük bir farklı fikir söyleyenin hemen kalemi kırılıyor, işine son veriliyor. Cemaatler kimsenin kalemini kırmıyor. Böyle konuşanlar bırakın insanların akıllarını kiralamayı, hatta akılları satın aldılar.

Cemaat düşmanlığı yaparken bunlara dayanıyorlar ve “Özgür bir nesil yetiştirelim.” diyorlar. Tamam, razıyız. Tüm topluma Kur’an’ı ve Sünneti öğretelim ve toplum özgürce düşünsün. Bir Müslüman özgürce düşünürse evvela bu devletin nizamını beğenmez. Kur’an’a ve Sünnete göre özgürce düşünürse şu haramlara razı olur mu? “Aklını kiraya vermemiş özgür nesil istiyoruz” diyenler yalan söylemeyi bıraksınlar! Onlar aslında düşünmeyen bir toplum istiyorlar. Çünkü bu toplum Müslümandır ve özgür düşünmeyi öğrendiği zaman devletin anlattığı İslam’a göre değil, gerçek İslam’a göre düşünecektir, yapılanları beğenmeyecek ve haramları reddedecektir. O halde bu yalancılar özgürlük filan istemiyor ve sadece cemaatleri bitirmek için bunu kullanıyorlar.

Asıl özgürlük cemaatlerdedir. Cemaatteki insanların hepsi gönüllü, Allah rızası için geliyorlar. Partilerde ise menfaat var. Menfaat ile insanları esir alıyorlar. Bunlar hangi yüzle özgürlükten bahsediyorlar. Bu yalancılar bugüne kadar kime özgürlük verdiler? Cemaat düşmanlığı yapanlar farklı düşüncelere tahammül edemiyor ve internet âleminde herkesi tehdit ediyorlar. “Size şunu yapacağız, bunu yapacağız, göreceksiniz” diyorlar. Hani özgür düşünceye sahip nesiller istiyorlardı?

CEMAATLER SUSMAMALI YOKSA BİTECEKLER!

Cemaat kavramına ve cemaatlere bu kadar saldırı var ve nedense cemaatler susuyorlar. İslam düşmanları kimse konuşamasın diye gergin bir ortam meydana getiriyorlar. Böylece bu korku ortamında cemaatler bitirilecek. Cemaatler susmamalı yoksa bitecekler!
Sürekli olarak; “Cemaatler böyle, FETÖ şöyle… Laiklik olmasa kim bilir daha ne olurdu? Cemaatler devleti ele geçirirdi” şeklinde propaganda yapıyorlar. Hâlbuki şimdiye kadar bu ülkede hep laiklik denilerek darbe yapıldı. Bize bunları unutturdular. 27 Mayıs 1960 darbesini de laiklik adına yaptılar, 1971 Muhtırasını da, 12 Eylül 1980 İhtilalini de. 1997’deki 28 Şubat’ı da, 2007’deki 27 Nisan E-muhtırasını da… Hepsini laiklik adına yaptılar.

https://furkanvakfi.org/tarih-boyunca-darbeler-ve-sonuclari.html

Şapka giymeyenler laiklik adına idam edildi, yıllarca laiklik adına başörtüsüne izin verilmedi. Laiklik adına bugüne kadar bu millete çok zulmedildi. Şimdi bu ortamdan istifade ederek laikliği yerleştirmeye çalışıyorlar. Müslümanlar devlete talip olmasın, devlet işlerine karışmasın, devleti kendileri idare etsin istiyorlar. “Dindarlar devlet işine karışmasın, siyasi konularda yorum yapmasın, hoca ne anlar siyasetten?” diyorlar. Ama şükürler olsun yaptığımız siyasi analizler hep doğru çıktı, siyasetçilerin birçoğunun ki ise hep yanlış çıktı. Irak meselesinden Suriye meselesine, Rusya meselesinden Arap Baharına kadar…

Cemaat düşmanlığı gitgide din düşmanlığına doğru gidiyor. Öyle bir hale gelecek ki, yarın Tayyip Erdoğan bile konuşamaz hale gelecek. O bile zaman içerisinde ayet söylerken şimdiki kadar rahat söyleyemeyecek. Öyle bir atmosfer meydana getiriliyor. Bu ciddi bir tehlikedir. Yani 1940’lı yıllara geri döndük. Şu anda birçok devlet memuru, namaz kılmaya korkar hale getirildi. Hükümet bunun farkına varmalı. Aşırı derin solcular böyle bir atmosfer meydana getiriyor ve din iman bırakmamaya çalışıyorlar. Bunu alenen söyleyemiyorlar ama hep FETÖ üzerinden yükleniyorlar.

Cemaat kavramından sonra sıra dine gelecek. Önce FETÖ, sonra cemaat, sonra din. Hükümet eğer böyle düşünmüyorsa bu durumu düzeltmeli ve “Bizim cemaatlerle bir sorunumuz yok, cemaat çalışmaları yine devam etsin. Onların faydaları çoktur.” demeli, bu dinsizleri susturmalı. Yoksa sıra kendilerine de gelecek. Cumhurbaşkanı nerede yetişti? O da MTTB’de (Milli Türk Talebe Birliği) dersler yaparak büyümedi mi? Yani sonuçta bugün az çok İslam’ı bilen, bir şeyler yapmaya çalışan herkes bir cemaatte yetişti. Hepsi darbeci mi oldu?

Bize: “Hükümetle niye beraber değilsiniz, niye muhalifsiniz?” diyorlar. Beraber olanlar bakın sonunda anlaşamıyor ve darbeci oluyor. Biz hükümetle beraber de olmuyor, düşmanlık da yapmıyoruz. Doğruya ‘doğru’, eğriye ‘eğri’ diyoruz. Allah rızası için yanlışlara muhalefet ediyoruz. Köşe kapma diye bir derdimiz yok. Bu daha doğru bir davranış değil midir? Samimiyetimiz buradan anlaşılabilir. Allah’a emanet olun.

Yazının tamamını okumak için tıklayınız;

https://alparslankuytul.com/2018/alparslan-kuytul-hocaefendi-cemaat-karsitligi-olusturma-projesini-acikladi.html

Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin Furkan Nesli Dergisi’nde yazmış olduğu “Cemaat Karşıtlığı Oluşturma Projesi” başlıklı makalenin seslendirilmiş halini dinleyebilirsiniz.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here