Selefilik nedir? Furkan Vakfının Selefilik Hakkındaki Görüşü Nedir?

0

Soru: Bazı gazeteciler selefilik konusunu konuşurken Furkan Vakfı ve Alparslan Kuytul adını da kullanıyorlar. Selefilik nedir? Furkan Vakfı selefi midir?

Selefilikle Alakamız Yok. Ehli Sünnet Kimi Tekfir Ederse Biz Onu Tekfir Ederiz

Bu konuyu geçen hafta anlatmıştım. Bizim selefilikle alakamız yok ve onların birçok görüşüne katılmadığımızı da bin defa anlatmışız. Selefilerin onu bunu tekfir etmeleri görüşünde değiliz, tekfirciliğe de karşıyız. Ehli sünnet kimi tekfir ederse biz onu tekfir ederiz.

Herkese kâfir deme mantığı kabul edilemez. Ayrıca selefilere göre yok askere giden kâfir, yok memurluk yapan kâfir, yok çocuğunu okula gönderen kâfir… Bizim böyle görüşlerimiz yok. Benim çocuklarımın hepsi de okula gidiyor, ben de askerlik yaptım, memur arkadaşlarımızda var. Biz bunlara kâfir dersek, herhalde bunlar memuriyet yapmaz.

Gazeteciler Araştırmadan, Bilmedikleri Konuyu Konuşmasınlar, İftira Atmasınlar!

Selefilik denildiği zaman, bazı gazeteciler kasten adımızı arada böyle bir geçiriyor. Bilmiyorsa öğrensin. Madem gazetecisin, böyle ekranlarda konuşuyorsun, o zaman oturup okuyacaksın. Telefon açacaksın, soracaksın. Öyle ona buna iftira atmak yok, bunun vebali var. İftira atıyorsun! Kıyamet gününde hakkımızı sana haram ederiz, kıyamet günü bunu ödeyemezsin. Bilir bilmez konuşma, ‘bilmiyorum’ de. Her şeyi bilen Allah’tır, bilmiyorsan ‘bilmiyorum’ dersin. Bir gün telefon açıp sormuş değilsin, bu konulardan anlamadığın belli. Hiç olmazsa anlayan birine sorarsın. Onu da yapmıyorsun ama adımızı vererek konuşuyorsun.

‘Selefiler’ tabirini kullanırken, bazıları bilerek bazıları bilmeyerek, bizim adımızı kullanıyor. Bu görüşte olmadığımızı yüz defa bin defa ilan etmişiz. Ben; onlarla ilgili bir iki ay evvel 3 hafta, toplam 8-10 saat kadar ders yaptım. Onların görüşlerinin yanlışlığını anlattım.

Her İslam Medeniyetini İsteyen Selefi Değildir. Biz Ehli Sünnetiz, Selefi Değiliz!

Eğer selefilik derken İslam medeniyeti taraftarları, laikliği doğru bulmayanlar denilmek isteniliyorsa; evet biz İslam medeniyeti taraftarıyız ama selefi değiliz. Bu ikisi birbirine karıştırılmamalıdır. Bunu kasten yapıyorlar.

Her İslam medeniyetini isteyen selefi değildir. Ya anlamıyorlar ya da bunu bile bile yapıyorlar. Farkını anlamıyorlar. Bunlarda temyiz kudreti mi yok (farkını anlama kabiliyetleri mi eksik), bilgi mi eksik, niyet mi bozuk? Biz selefi değiliz, ehli sünnetiz. Ben oldu-bitti Hanefi mezhebindenim. Biz arkadaşlarımıza fıkıh öğretirken Hanefi’ye göre Şafi’ye göre öğretiyoruz, selefiye göre değil. Biz Tekfirci değiliz, ayrıca tekfirciliğe de karşıyız.

Selefilerden Ölüm Tehdidi Aldığım Halde Selefi Damgası Yiyorum!

Selefi denilenler, İŞID gibi örgütler, beni ölümle tehdit ettiler. Adana emniyeti vakıf varken vakfa gelip bana 3 defa tebliğ tebellüğ belgesi imzalattı. “Selefilerden size ölüm tehdidi var, koruma ister misiniz?” diye. Bunlar resmi evraklarda var, biz bunları mahkemeye de sunduk. Yani böyle konuşanların hangisi tehdit almış benim gibi? Boş boş konuşuyorlar yani. Tehdit alan benim, selefi damgası yiyen de yine benim.

Kim Olursa Olsun Ben Zulme Karşı Çıkmak Zorundayım!

Sen kime zulmedersen zulmet ben karşı gelirim. Yeni bir operasyon düşünüyorlardı, o biraz bozuldu herhalde. Cübbeli’nin eliyle yani Cübbeli’yi kullanarak ‘selefiler silahlanıyor’ diyerek yapacaklardı. Sonradan ‘yok ben onu demedim, şunu dedim, isim vermedim’ diyerek geri adım attı. Şimdi neler planlıyorlar bilemiyoruz ama böyle bir planlama olduğu meydanda. Eğer 2000 tane dernek, 150 grup gerçekten silahlandıysa devletin bundan bilgisinin olmaması mümkün değil.

Cübbeli’nin bildiğini MİT bilmiyor mu? Cübbeliye bu bilgiyi kim verdi? Kendisi onların içinden çıkmış birisi olmadığına göre, onlarla beraber olmadığına göre demek ki bu bilgiyi hazır olarak almış. Bu bilgi verenlere nasıl bu kadar güvenebiliyor? Ben buna tepki gösterdim. Yani; her önüne gelene, her kulağına fısıldanana inanma. Yarın devlet; selefi fikirde olanlara da, silahla alakası olmayan, yalnız fikir düzeyinde kalanlara da zulmederse yine haksızlıktır, yine konuşmak zorundayız. Bu selefi olmak değildir.

İlmi olarak onların görüşlerini kabul etmiyoruz ama kim de zulme uğrarsa zulme karşı çıkmak zorundayız.

İnsanların böyle selefi fikirleri var diye tutup da hemen operasyon yapılırsa, hiçbir delil olmadan insanların itibarı yerle bir edilirse, korkutulursa, sabah şafak operasyonları yapılırsa, bu kadar operasyon yapılmış evinden silah çıkmamış kimsenin şimdiden sonra çıkmaya başlarsa, bu işte bir numara var demektir.Bunun manası bir proje yapılmış, ona göre de 3-5 silah bazı yerlere yerleştirilmiş demektir. Adam evinde olmadan, içeri girerler, maymuncukla kapıyı çok güzel açarlar, ruhun bile duymaz. Bir yerlere yerleştirirler, ertesi sabah baskın yaparlar olur biter. Şimdi böyle bir plan varsa, insanlara buna göre zulmedilirse, elbette ki buna da karşı gelmek zorundayız. Ama bu onlardan olduğumuzdan değil, kim olursa olsun, sen Yahudi’ye de zulmetsen zulüm haramdır. Ben de ‘Bu zulümdür’ demek zorundayım. Bu da bana farzdır. Benim söylediğim bu, yoksa onların görüşlerini defalarca reddetmişiz.

İnsanları Susturmak İçin Korkutmak İstiyorlar. Ben Korksaydım Bu Kadar Açık Konuşmazdım

Bu insanlar Suriye’ye adam götürüyorlardı. Ben yıllar içerisinde bunun bir tuzak olduğunu kaç defa anlattım. O yüzden beni ölümle tehdit ettiler zaten. “Suriye’ye adam götürmemizi engellemeye çalışıyorsun” dediler. Ben yıllardan beri; gerek ilmi düzeyde onların görüşlerine katılmadığımı anlattım, gerekse siyasi olarak gençleri toplayıp toplayıp oraya buraya götürmelerine karşı geldim. Bundan ötürü de ölüm tehdidi aldım. Yani “Sen bizim projemizi bozuyorsun” dediler. Dolayısıyla kimse bize böyle bir laf söyleyemez. Eski konuşmalarım da meydanda, yeni konuşmalarım da meydanda.

Bize ilk operasyon yapıldığında, 4 örgüte üye olmakla itham ettiler. Böyle akılsızca bir iddiada bulundular. Böyle bir insan dünyada yok, bu örgütler birbirine düşman örgütlerdir. PKK, FETÖ, DEAŞ, El Kaide. Bunlar birbirine düşman. Sonra komik duruma düştüler. İkisini iptal ettiler, ikiye indirdiler ve onu da üyelik değil de propagandaya çevirdiler. Sosyal medyada rezil oldular, iyice komik duruma düştüler. Bunun üzerine böyle yaptılar. Yani DEAŞ ve El Kaide’yi kendileri iptal etti zaten.  Şimdi tekrar baskı kurabilmek için ‘bak sizde şu görüşler var mı vs.’ bir sürü yalan dolan.

Ben korksaydım bu kadar açık konuşmazdım. Bugüne kadar konuştuklarımı konuşmazdım. Olsa zaten söylerim. Ben bunları yıllarca eleştirdim. Sürekli insanları susturmak için korkuttular. Herkes korksun istediler. İnsanlar aman aman bana da selefi derler, aman aman bana şunu derler, aman aman bana bunu derler, aman bana PKK derler, FETÖ derler… Yani kimse konuşmasın, yöntem bu. Herkes ‘bana şunu derler’ diye düşünsün ve sussun. Bunu sağlamak istiyorlar.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here