4 Temmuz Savunması | Alparslan Kuytul Hocaefendinin 4 Temmuz Terör Mahkemesindeki Savunması

1

Bilindiği üzere Alparslan Kuytul Hocaefendinin yargılanmış olduğu ‘terör’ mahkemesi, dördüncü kez ertelendi.

Mahkeme heyeti, duruşmayı 18 Ekim 2019 tarihine erteledi.

17 Aydır tutuklu yargılanan Alparslan Kuytul Hocaefendinin yapmış olduğu 4 Temmuz duruşmasının savunma metninin özetini, değerli kamuoyu ve basın mensuplarına saygıyla bildiririz…

Alparslan Kuytul Hocaefendinin 4 Temmuz 2019 tarihinde yapmış olduğu savunma metninin özeti;

Alparslan Kuytul Hocaefendinin 4 Temmuz 2019 tarihli 11. ACM’de yapmış olduğu savunmasından alınan notlardan hazırlanmıştır.

İlk iddianame ile son iddianame arasında büyük farklar var. Önce 4 örgüte üye olmakla başladı. Bizi Sulh Ceza Hakimliğinde bununla itham ettiler. O zaman isimlerini bile söylemediler. Çünkü bu 4 terör örgütünün isimlerinin ne olduğunu Sulh Ceza Hakimi bile bilmiyordu. Şuan her celsede bir konuşma ekleniyor. Bu vicdan mı, hukuk mu ben hapisteyim!

Terör mahkemesi beraatle sonuçlanırsa bu benim lehime olacak ve diğer mahkemeyi de etkileyecek bir durum. Ama bunu engelliyorlar ve bütün mahkemelerim uzatılıyor. Bana bir anda 9 tane mahkeme açıyorlar. Bir insana bir anda bu kadar çok mahkeme açılır mı??

3 ay evvelki duruşmada “cani” konuşmasına cevap verdim. 14 ay sonra yeni bir konuşma eklenir mi bir dosyaya? Böyle bir şey nasıl oluyor? Benim binlerce konuşmam var. O zaman bu dava sittin sene sürer. Sittin sene de değil, milyonlarca sene sürer. Kasten bir güç benimle uğraşıyor.

        Bu davanın uzatılması benim lekelenmeme sebep oluyor. “Acaba terör propagandası yaptı mı yapmadı mı” diye sürekli böyle bir gündem oluyor. Bu dava bitecek olsa benim terör propagandası yapmadığım ortaya çıkacak.

Bu dava terör ve  terör propagandası davası gibi gösteriliyor ama hakikatte yalan dolan!  Bu dava gerçekte siyasi bir davadır! Hiç kimse gerçekleri örtbas etmesin.

İddianamenin 18. sayfasında açıkça diyor ki, “Adana dışında 33 ilde temsilciliği bulunan vakfın demeçlerinde ve yayınlarında en büyük amaçlarının İslam Medeniyeti kurmak olduğunu belirtiyorlar.” Evet, belirtiyorum ve bundan şeref duyuyorum!

        Bu davanın açılmasının üç tane sebebi vardır;

                1. Biz Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olmalı diyoruz. İslam Medeniyetine dönmemiz gerektiğini söylüyoruz, biz Müslümanız diyoruz. Batı medeniyetini reddediyoruz.

                2. Hükümeti eleştiriyoruz.

                3. Derin devletin yaptıklarından bahsediyoru.

Derin devletten bahsetmeye başlayınca başıma her şey geldi. Asıl mesele budur. Gerisi yalan dolan. Benim hiçbir konuşmamda terör propagandası yoktur!

        Hâkim bey, bana bir cümle göstersinler, bu 6 konuşmamdan ya da 60 konuşmamdan ya da binlerce konuşmamdan sadece bir cümle göstersinler… PKK veya FETÖ’nün yaptıklarının meşru olduğunu söylediğim bir cümle göstersinler her şeyi kabul etmeye hazırım.

        Ben yıllarca onları tenkit ettim bana bu davanın açılması tamamen siyasidir. Hükümeti eleştirdim tüm mesele bu. Ben “kral çıplak” dedim. Herkes sustu ben konuştum. İşte bütün mesele budur. Artık burama geldi yeterse yeter. Açıkça bana zulmediyorlar!

 Hükümeti eleştiren ya FETÖ’cü ya PKK’cı oluyor bu memlekette! Allah rızası için bir cümle söyleyemeyecek miyiz? Ben hükümetin bir politikasını eleştiremeyecek miyim? Irak politikasını, Suriye politikasını, Türkiye’de yaptığı birtakım haksızlıkları eleştiremeyecek miyim? Her eleştirene FETÖ mü diyecekler? Meral Akşener’in FETÖ ile PKK ile ne alakası var? Ona bile söylüyorlar. Ali Babacan parti kuracakken ona bile FETÖ damgası vuruyorlar. Kim hükümete muhalefet ederse illaki bir damga yiyor!

        Kim kral çıplak derse başına bir şey geliyor. Benim siyasi bir derdim yok, ben parti kurmamışım. Ben oy peşinde değilim. Bana bunu neden yapıyorlar. Kendilerini kimsenin tenkit etmesini istemiyorlar.

        Ben fikrimi dile getiriyorum. Tevhidin gerçek manasını anlatıyorum. “Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olsun” diyorum. “Biz Allah’ın kullarıyız, kullara kulluk yapmayız” diyorum. Medeniyetimizi istiyorum. Kendi medeniyetime dönmek istiyorum.

Suruç olaylarıyla ilgili yaptığım konuşma daha evvel 2 defa benim haberim olmadan savcılık tarafından incelemeye alınıyor ve takipsizlik kararı veriliyor. Ondan sonra üçüncü kez mahkemeye veriliyor. O mahkemede görüldü oradan da beraat ettim. Şimdi tekrar sizin mahkemenizde gündeme getiriliyor. Bir konuşmadan ötürü bir insan 4 defa mahkemeye verilir mi? Her duruşmada tekrar hazırlanmak zorunda kalıyorum. Her mahkemede yeniden duruşmaya çıkacağım. Her gün bir mahkeme her gün bir duruşma yıllarca sürecek mi bu böyle? Bu nasıl bir vicdansızlık?!

Ben bunları  Allah’a havale ediyorum. Allah bunlardan intikamımı alsın. Bir insanın üzerine bu kadar gelinir mi? Sizi eleştirdim diye bana bunu mu yapacaktınız!

Ben ne yaptım biliyor musunuz? Ben sadece hakkı savundum. Bir insan ne olursa olsun hakkı varsa hakkını vermek lazım. Ne olursa olsun iftira atmamak lazım. Bir insan ne olursa olsun ona zulmetmemek lazım. Ben sadece zulme, haksızlığa karşı geldim o kadar. Ben onları savunmadım. Ama bana onlardan olmadığım halde onların propagandasını yaptığımı söylüyorlar. Ben onları 30 senedir tenkit etmişim. Bugünkü Cumhurbaşkanı onlarla beraberken, onlara övgüler düzerken ben o zaman bile onları tenkit ediyordum. Ben en güçlü olduğu zamanda onları tenkit ettim.

Siz emniyetten örgütlerin aleyhinde yaptığım konuşmalarımı istediniz. Ama emniyet başından beri tek bir aleyhte konuşmamı dahi göndermedi.  Bu emniyet neden böyle yapıyor? Bu emniyet, milletin emniyeti. Onların maaşını biz veriyoruz. Bu örgütlerin aleyhinde bir sürü konuşmam var ama siz talimat verdiğiniz halde bir tanesini göndermediler. Emniyet sizin talimatınıza rağmen bu örgütlerin aleyhinde yaptığım konuşmaları neden göndermiyor? Kasıt görüyorum…

1 Yorum

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here