Ahmet Davutoğlu’nun Söylemleri Hakkında: “Zamanında Konuşacaktınız!”

0

Alparslan Kuytul Hocaefendi, bir cuma klasiği haline gelen tefsir dersi sonrasında kendisine yöneltilen soruları cevaplandırdı.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun haftalık olağan değerlendirme toplantısında yapmış olduğu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusuna Hocaefendi, şu şekilde cevap verdi:
“Doğruları konuşmak için AKP ‘nin zayıflamasını, gücünü kaybetmesini mi beklediniz? Neden daha evvel konuşmadınız? Zamanında konuşacaktınız! Eğer Başbakan iken bunu konuşsaydınız, daha etkili ve daha samimice olurdu. Milletin gözünde de kahraman olurdunuz. Makam elden gittikten, hükümet zayıfladıktan sonra bu tür konuşmaların çok fazla puan kazandırdığını zannetmiyorum.”
Sorunun tamamını okumak için;

Zamanında Konuşacaktınız!

‘Bu sözleri koltuğu kaybetti’ diye konuşuyor, derlerse ne olacak? Ya da AK Parti’nin zayıflamasını mı beklediniz? Aslında yıllardan beri problemlisiniz ama bir türlü ortaya çıkmadınız! Parti kurdum kuracağım, kurdum kuracağım diye diye yıllar geçti. AK partinin zayıflamasını mı beklediniz? Bu lafları daha evvel neden konuşmadınız? Perinçek’in hükümet üzerindeki etkisi, her tarafa adamlarını yerleştirmiş olduğu bir gerçek. Aslında paralel bir devlet yapılanması hala var. Onlardan aldınız, bunlara verdiniz. Gerçekten bunu yeni mi görüyorsunuz? Hayır, yeni gördüklerinden değil ama eskiden konuşsalardı; başıma bir şey gelir korkusu vardı. Konuşabilmek için AK Parti’nin zayıflamasını bekliyorlar. Benim bildiğim erkek adam, yanlışı gördüğü zaman gücüne bakmadan konuşur. Memleketi idare etmeye talip olan, liderlik yapmak isteyen kimselerin de öyle olması gerekir.

AK Parti’nin zayıflamasını beklemek nasıl bir liderliktir? Hakkı, hakikati yıllar sonra mı söyleyeceksiniz? Mao’cular bugün mü Mao’cu oldular, bugün mü her tarafa adam yerleştirmeye başladılar? Neden daha evvel konuşmadınız? Herkes kendini siyaset uzmanı zannediyor. Birtakım hesaplar kitaplar yapıyor, stratejik hesaplar yaptığını zannediyor. Çok derin stratejiler bildiklerini zannediyorlar ve konuşmayı böyle geciktiriyorlar. Hattı zatında çok derin bir strateji bildiklerinden değil, kanaatimce korktuklarından zamanında konuşmuyorlar. Güçlüler, gücünü kaybedince konuşuyorlar. Bir takım büyük güçler, ‘tamam artık, bu hükümeti bırakıyoruz’ dedikleri zaman, onlara da sırtlarını dayayarak konuşabiliyorlar. Hakka dayanarak konuşmuyorlar. Bir yerlerden işaret gelmesini bekliyorlar, ondan sonra konuşuyorlar. Hükümetin zayıflamasını bekliyorlar, ondan sonra konuşuyorlar. Bu arada atı alan Üsküdar’ı geçmiş oluyor, çok geç kalmış oluyorsunuz.

Evet, şimdi AKP gitse yerine ne gelecek? Bu durum büyük bir soru işaretine dönüşmüş vaziyette. Çünkü bu arada diğerleri bayağı bir güçlendi. Belki oy anlamında çok güçlenmedi ama devlete hâkim olma anlamında güçlendiler. Çeşit çeşit operasyonlar yapıyorlar, yapabilecek güçteler.  Konuşanların geç kalması yüzünden atı alanlar Üsküdar’ı geçiyor. 

En doğru siyaset, en doğru strateji daima hakkı haykırmaktır.  Bunun faydasını her zaman görürsünüz.  Cesaretsizler birtakım hesaplar yaptıklarını düşünüp sonraya bırakıyorlar.  O sırada da atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Zamanında konuşacaktınız! Eğer Başbakan iken bunu konuşsaydınız, daha etkili ve daha samimice olurdu. Milletin gözünde de kahraman olurdunuz. Makam elden gittikten, hükümet zayıfladıktan sonra bu tür konuşmaların çok fazla puan kazandırdığını zannetmiyorum. Bu arada atı alan Üsküdar’ı geçmiş oluyor.

Korkağım Diyecek Kadar Cesaretiniz Olsun!

Müslümanlar artık bu korkaklığı bırakmalılar.  Dobra dobur hakikatleri konuşmayı öğrenmeliler. Ne kadar çok insan hakikati cesurca konuşursa, hak o kadar üstün gelir ve batıl taraftarları konuşamaz hale gelir.  Biraz da onlar korksun! Güya Müslümanlar için Cennet vaat edilmiş, güya ahirete iman etmişler. Müslümanların cesur olması gerekirken bakıyorsunuz cesur olanlar, Müslüman olmayanlar. Nasıl bir durum bu!

Ahirete inanmayan daha cesur davranıyor. Ahirete inandım diyen Müslüman, korkağın önde gideni!

Müslümanların tek bildikleri; aman burnum kanamasın, aman ayağıma diken batmasın. Onlara göre en doğru yol hangi yol; en dikensiz yol. En zahmetsiz yol, en doğru yol. Bu kafada olduktan sonra biz doğrulara layık değiliz. Doğruları bilenler kendini strateji uzmanı falan zannediyor. ‘Tamam, haklısınız ama şimdi onun söylemenin zamanı değil, o sonraki iş’ diyorlar. Hepsi uzman maşallah! Allah ‘’doğruları konuşun’ diyor.

Peygamberimiz ‘iyiliği emretmeyip kötülüklere engel olmazsanız, Allah dualarınızı kabul etmez ve sizi götürüp yerinize başka bir kavim getirir, azaba uğrarsınız. Öncekilerin başına gelenler sizin de başınıza gelir’ buyuruyor. Buna rağmen bizim Müslümanlarımız hala ‘haklısınız ama öyle konuşmamak lazım’ gibi saçma sapan stratejilerden bahsediyorlar.

Açıkça korkağım desene! Açık konuş! Bari korkağım diyecek kadar cesaretin olsun.

Hak taraftarları, kötüler güçsüzleşince mi konuşacaklar, güçlüyken niye konuşmuyordunuz?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here