Cuma Namazının Semt Pazarları veya Parklarda Kılınması Caiz Midir?

0

Alparslan Kuytul Hocaefendi dün akşam yaptığı tefsir dersinden sonra gelen soruları cevapladı. Gündemden siyasete, fıkıhtan güncel meselelere birçok konuda soru alan Alparslan Kuytul Hocaefendi her hafta bu sorulara yanıt veriyor. Yine gündemle alakalı olarak sorulan; “Cuma namazının semt pazarları veya Park yerleri gibi caminin bulunmadığı yerlerde kılınması caiz midir?” sorulan soruyu cevaplayan Hocaefendi,
Cuma namazı kılınması için; Mescit olması veya mescit hükmünde olan bir yer olması gerekir.” Diye karşılık verdi.

“Mescit olarak inşa edilmesi, mescit olarak tayin edilmiş olması gerekir. Beş vakit namazın kılınması ve ezan okunuyor olması gerekir. Cuma namazının şartları vardır, diğer namaz gibi değildir.”diyen Alparslan Kuytul Hocaefendi; “Neden camileri kapalı tutmaya devam ediyorsunuz? sabah namazına giden 3-5 kişiyi geçmez. Hangi sebeple sabah, akşam ve yatsı namazında kapalı… Hangi sebeple sadece öğle ve ikindi namazında açık.”diyerek bu husustaki tepkisini dile getirdi. Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin bu soruya verdiği cevabın tamamı şu şekilde;

CUMA NAMAZINI REZİL ETMEYİN!

Cuma namazının semt pazarları veya Park yerleri gibi caminin bulunmadığı yerlerde kılınması caiz midir?

Diyanet; haklı bir gerekçe, bir zaruret hatta bir ihtiyaç durumu da olmadan sebepsiz yere camilerde değil ya semt pazarlarında ya da ona benzer bazı cami olmayan yerlerde Cuma namazının kılınmasını istedi. Diyanet ya buna fetva verdi ya da bu işi valilikler yaptı, bilemiyorum. Her kim yaptıysa bu kabul edilemez.

Semt pazarlarında cuma namazı kılınamaz.

Cuma Namazı Nerelerde Kılınır?

Cuma namazı kılınması için; Mescit olması veya mescit hükmünde olan bir yer olması gerekir. Mescit olarak inşa edilmesi, mescit olarak tayin edilmiş olması gerekir. Beş vakit namazın kılınması ve ezan okunuyor olması gerekir. Cuma namazının şartları vardır, diğer namaz gibi değildir.

Fıkıh da ya camide ya caminin avlusunda ya da avlunun devamın da arada boşluk olmamalıdır. Ağaç vb. gibi bir şeyler veya su vb. gibi bir engel varsa o boşluk hoş görülüyor ama sebepsiz yere fazla boşluk bırakamazsınız. Öndeki safla ondan sonraki safın arasında sebepsiz yere fazla boşluk bırakılamaz. Bir engel varsa; o bir sebeptir ve hoş görülmüştür. Yani ya caminin içinde ya da avlusunda caminin kapısının da açık olması gerekir. Caminin avlusunda kılınabilmesi için caminin içinin devamı olması gerekiyor. Avlunun ve duvarın dışında kılınabilmesi için o duvar sebebiyle cemaatin mecburen dışarı çıkmış olmaları gerekir. İhtiyaca binaen. Böyle olmadıkça dışarda da kılınamaz. Arada mesafe var. Neden uzakta duruyorsun? O zaman cemaate dahil olmaz. Ya böyle olacak ya da eskilerde şehrin dışında devlet ‘burası cuma mekanıdır’ diye bir yer tayin edermiş, cuma namazı orada toplu olarak kılınırmış. Bütün şehir oraya toplanabilir. Büyük bir alan, büyük bir tarla, biraz tesviye (düz bir duruma getirmek, düzlemek) edilir ya da şimdi imkanlar geniş gerekirse betonlanır, fayans yapılır, küçük bir mescit yapılabilir ya da tayin edildiği için mescit gibidir. Adı konulmuştur. Böyle bir yerde de kılınabilir.

Semt pazarı ne camidir ne de böyle şehrin dışında cuma için tayin edilmiş bir mekandır. Semt pazarı, semt pazarıdır. Cuma namazını rezil etmeyin!

İşlerine geldiği zaman ne kitap dinliyorlar ne de fıkıh.

Bir Açıklama Lazım! Neden?

Neden şehrin birkaç camisinde ve avlusunda kılınıyor da diğer camilerde kılınmıyor?

Neden 20-30 camide veya 50 camide kılınıyor da tamamın da kılınmıyor? Bir açıklama lazım. Semt pazarında aldığın tedbir neyse orada da alabilirsin. 

Neden camileri kapalı tutmaya devam ediyorsunuz? Dolmuşlarda bile yan yana oturmaya artık izin veriliyor. Turistlere bile izin veriliyor. Yurt dışından turistler gelmeye devam ediyor.

Neden camiler öğle ve ikindi namazında açıkta, beş vakit namazda açık değil. 

O din düşmanı komite, elinden geldiği kadar bu süreci uzatıyor, camiyi kapalı tutmaya çalışıyor. İdarecilerin bir kısmının yaptıkları, o din düşmanı komitenin dosyalar halinde elinde… Önlerinde o dosyaları koyuyorlar, dediğimizi yapıyor musun, yapmıyor musun? Şantaj altında onların dediklerini yapıyorlar.

Bu nerden çıktı? ‘Şu camide cuma kılınır, şu camide kılınmaz’ demenin hiçbir manası yoktur. Bunun nasıl bir mantığı var?

Neden bunca cami varken engelliyorsunuz? Cami sayısını azaltırsanız, o camide namaz kılan insan sayısı artar. Risk dediğiniz şey gerçek ise; işte o zamanda o risk daha da artmış olur.

Corona yalan değilse o riski daha da arttırmış oluyorsunuz. Bu durumda bütün camileri açmanız gerekir ki bulaşma riski azalsın, insanlar sosyal mesafeye dikkat edebilsinler.

Neden camileri kapalı tutmaya devam ediyorsunuz? Zaten sabah namazına giden 3-5 kişiyi geçmez. Hangi sebeple sabah, akşam ve yatsı namazında kapalı… Hangi sebeple sadece öğle ve ikindi namazında açık.

Memlekette bir tiyatro oynanıyor. 3 kişi ayrı ayrı kılarsa sorun yok, biri geçip önünde İmam olduğu zaman sorun var. Yasak diyerek Ramazan’ı böyle geçmesini sağlamadılar mı? 2 buçuk ay böyle olmadı mı? 3 kişi ayrı ayrı kılınca virüs gelmiyormuş, birisi öne geçip imam olduğu zaman virüsler hemen geliyormuş. Bu virüsler cemaat düşmanıymış. Hayır hayır o virüsler cemaat düşmanı değil ama içimize girmiş o alçak virüsler var ya işte onlar cemaat düşmanıdır.

Öyle Şeyler Yapılıyor Ki Hiçbir Mantığı Yok!

Yani maske de öyle, sosyal mesafe de öyle bir şey… Mesela ben bir yere elimi koydum, benden önce birisi de elini oraya koyduysa ve onda Corona varsa, biraz sonra da elimi ağzıma götürürsem o virüs ağzımdan ve burnumdan girmez mi?

Halıya bastın evdeki halından da bulaşabilir? Başka bir yerde çorabına bulaşınca sen de o çorabı giyip çıkarırken eline değdi, oradan da ağzına götürdün, gözüne götürdün olamaz mı? Olabilir. Bu sosyal mesafe denilen şeyin bir mantığı yok.

Dolmuşlarda ön ve arkadaki arasında mesafe yarım metre, hani sosyal mesafe… Dolmuşta arası yarım metre, öksürüverse…

Dolmuşta, otobüste, uçakta oturuyorsun, senden önce biri oraya oturmuş olabilir, oraya dokunmuş olabilir. Bunlar sırf korku vermek için yapılıyor. Büyük bir tehlike var gibi göstermek için yapılıyor.

Bu İş, Siyasi Bir Projedir! 

Ben daha önce açıkladım; Corona dan ölmeyenlerin Corona yazıldığını söyleyen birçok profesör var ve her gün bu sayı çoğalıyor. Bakın bir Amerikalı profesör diyor ki Corona dan ölmediği halde corona yazmamız için bana ve doktor arkadaşlarıma baskı yapılıyor. ‘Corona yazacaksın’ diyorlar. Bunu söyleyenler çoğalıyor bu işte bir iş var.

Düşünebiliyor musun? Türkiye mi gelişmiş, Amerika mı gelişmiş? Amerika, Türkiye’nin dört buçuk katı, 350 milyona yakın nüfusu var. Türkiye’de 4500 kişi civarında insan öldüyse Amerika’da yüz on bin insan ölüyor. Amerika dünyada bir korku meydana gelmesi için resmen bu lekelenmeye razı oluyor. Nasıl ‘gelişmiş devlet’ denmesine razı oluyor?

Amerika, dünyada sırf korku oluşması için göz göre göre ölenlere Corona diyor. Trump daha 1 kişi ölmemişken sayıyı 200 bin kişi ölecek’ dedi. O sayıya ulaşmaya çalışıyorlar. Ölenlere ‘Corona’ diyorlar. Bunun şahitleri var. Burada da bizim bildiğimiz olaylar var. İtalya en fazla ölen insan ülkelerden biri 40 bini geçti herhalde İtalya sağlık bakanlığının yaptığı açıklamada ölenlerin %88’inin corona dan ölmediği açıklandı. %12 si de ‘şüpheli, ne olduğunu anlayamadık? Diyorlar.

Olay şu; zaten ölecek insanlar var. Mesela Türkiye’de iki buçuk ay içerisinde normalde kanserden, böbrek yetmezliğinden vb. kaç kişi ölüyordu. Eskiden 2 buçuk ay içinde kaç kişi ölmesi bekleniyorsa aynı sayıda insan kanserden, böbrek yetmezliğinden, ishalden ölmüş. Onlar zaten ölecek olanlardı. Böyle ölümcül hastalıkları corona ile birleştiriyorlar. Kanserden ölen kimseye corona dan öldü, diyorlar.

Bunu neden yapıyorlar? Bu baskı ortamının devam edebilmesi için, bir araya gelmeyin, konuşmayın, uzak durun, diyerek bu korkuyu sürdürmeleri gerekir. Bu korkuyu sürdürebilmeleri için böyle ölenlere corona demeleri lazım… Bir gün hakikat ortaya çıktığında göreceksiniz, zaten son bir aydır ortaya çıkmaya başladı.

Derin Devlete Göre Fetva Veriyorlar!

Ben bu cuma meselesinde baştan itibaren itiraz ettim, anlamayanlar oldu. Daha güzel bilgiler ortaya çıktıkça her şeyin bir tiyatro olduğu anlaşılacak… Nereden anlaşılacak? Mahyaların açılmaması önemli bir delildir. Mahyaların söylediğim halde kaç defa açılmaması bunun bir proje olduğunu göstermektedir. Normalde ölecek insanların ölmesi onun daha üstünde bir rakamın olmaması bir delildir. Ölen ile ölecek olanlar ölmektedir. Üç beş kişi fazla ölse ne olacak? Bu kadar abartmaya gerek var mı?

Normal gripten dünyada ölen insan sayısı Dünya Sağlık Örgütünün verdiği bilgiye göre 650 bin. Bu resmi rakam. Belki de bir milyon ya da daha fazla… Köylerde ölenleri kim yazıyor ki? Coronaların hepsi, corona olmayanlar bile corona yazılıyor. Onda eksiklik yok, fazla var. Buna rağmen bakın coronadan ölenler 350 bin civarı, normal gripten ölenler 650 bin. Her gün coronadan ölenleri borsayı verir gibi veriyorlar. Şu kadar test, bu kadar vaka, bu kadar ölüm peki neden diğer ölümleri vermiyorsunuz? Normal gripten ölen kaç kişi, ishalden ölen kaç kişi, kanserden ölen kaç kişi, kalpten giden kaç kişi? bir de onları versenize, onları vermiyorlar. Her gün corona corona diyerek diğerleri unutturuluyor.

Halbuki bunlar daha ciddi ve tehlikeli hastalıklardır. Mesela ishalden ölen ne kadar biliyor musunuz? Dünya Sağlık Örgütü’nün verdiği bilgiye göre dünyada 1 yılda 1,6 milyon. Resmi olan rakamlara göre iki milyona yakın. 1.006.600 kişi ishalden ölüyor. Dünyada böyle bir velvele var mı? Böyle tedbirler, önlemler var mı? Gerek bu rakamlara gerekse her sene ölenlere bakarsanız, normalde bu olay yokken ölüm olaylarının istatistiklerine bakarsanız, mantıksızlıklara bakarsanız (tek olunca bir şey olmuyor, cemaat olunca yasak) bunlara bakarsanız bu işin bir siyasi proje olduğunu anlarsınız. 

İyi niyetle dün anlamamış olabilirsin, gerçekten inanmış olabilirsin. Ben ‘korona’ yok demiyorum. Ben onun uzmanı değilim, olabilir ama tüm uzmanlar ‘bu gripten daha tehlikeli değildir’ diyorlar. Neden gripten ölenlerin sayısı daha fazla iken bu kadar velvele yapılmıyordu? Bu sene bu velvele nedir? Bunu söylüyorum, yoksa alanımın dışına çıkmıyorum. Bilmediğim konuda da konuşmuyorum. ‘Korona yoktur’ da demiyorum.

Ben diyorum ki; bu iş fazla abartılıyor. Rakamlar meydanda ve corona olmayanlar corona yazıldığı halde ölüm sayısı yine normal. Normal grip kadar değil, ishal kadar değildir. Kanserden ölen bundan daha fazladır. Kanser bulaşıcı değil onu saymayalım ama ishal ve gripte bulaşır. Bu işte bir iş olduğu meydandadır.

Dün anlamayanlar; daha güzel bilgiler ortaya çıkacak göreceksiniz, o zaman istihbaratçıların içinden bazıları vicdanına gelecek ve belki doğruları söyleyecektir. Onlar meselenin ne olduğunu biliyorlar. Bir gün bu işin içindeki bir profesör vicdana gelecek belki doğruyu söyleyecek, böyle böyle yaptık diyecek, göreceksiniz.

Daha nice bilgiler oraya çıkacak ve bu işin bir siyasi proje olduğunu herkes anlayacak. Cuma namazını kılacak olanlar; camileri seçsinler. Park, eğer caminin devamı ise olur ama normalde caminin devamı değildir. Başka bir yerde ki bir park veya semt pazarı ve buna benzer yerlerde cuma kılınamaz. Kitapları açıp baksınlar. Kafalarından konuşuyorlar. Kitaplara göre davranmıyorlar. Derin devlet ne diyorsa onu söylüyorlar, kitapların dediğini söylemiyorlar. Derin devlete göre fetva veriyorlar.

Tamamı için;

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here