Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin Terör(!) Mahkemesi Süreci

0

Alparslan Kuytul Hocaefendi, tertemiz ve Rabbani bir duruşla İslami çalışmalarına çocuk yıllarından itibaren başlamış, üniversite yıllarında çalışmalarına hiç ara vermeden devam etmiş, mezun olduktan sonra da Mısır’ın Ezher Üniversitesi İslam Hukuku Fakültesine başlamıştır. Hocaefendi, Ezher üniversitesinde eğitimine devam ederken 1994 yılının Kasım ayında Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfını kurmuş, eğitim çalışmalarına vakıf binasında devam etmeye başlamıştır.

Ancak 30 Ocak tarihinde gerçekleşen şafak operasyonu ile yeni ve zorlu bir sürece mecburi olarak adım atılmış, başta Alparslan KUYTUL Hocaefendi olmak üzere 24 kişi gözaltına alınmıştır. Ömrünü İslam davasına vakfeden, her gününü İslam’ın geleceği için çalışarak geçiren, Allah’tan başka hiçbir makama yaranmaya çalışmayıp, sırtını sadece Allah’a ve Müslüman kardeşlerine dayayarak güç bulan Alparslan Kuytul Hocaefendi, ömrü boyunca terörün her çeşidini lanetlemiş olmasına rağmen, birbirine düşman 4 ayrı terör örgütüyle ilişkilendirilmiş ve 8 Şubat günü Bolu F Tipi cezaevine nakledilmiştir.

30 Ocak şafak operasyonu sonrasında, adını Allah’ın Dünyasında Allah’ın Dediği Olmalı sloganı ile duyurmuş olan ve Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin kuruculuğunu yaptığı Furkan Vakfına da haksız yere kayyum atanmıştır. Operasyon öncesi İslami çalışmalarına yirmi dört yıl boyunca aralıksız devam eden Furkan Vakfı, toplumun hayrına gerçekleştirdiği ilim, tebliğ, davet, yardım gibi çok yönlü faaliyetleri ile göz dolduran ve halktan tam not almayı başarabilen Rabbani bir cemaat olarak tanınmıştır. Ayrıca, engellemelerin boy gösterdiği son birkaç yıl haricinde özelden genele hiç bir zaman emniyet mensupları ile herhangi bir polemik yakınlığı söz konusu olmamış; 1980’li yıllara varan ferdi tebliğ ve davet çalışmalarını da kapsayan 30 yıllık geçmişinde Furkan Vakfı mensupları hiç bir suça karışmamış, hiç kimseye zarar vermemiş ve çevreyi rahatsız edecek hiç bir olumsuz hadise yaşanmamıştır. Halkımızın hayrı için düzenlenen İslami konferanslarda; bir sandalye kırılmadığı, kimsenin camına bir taş bile atılmadığı, üstelik kullanılan mekânların tertemiz bırakıldığına dair onlarca kez övgüler mazhar olmuştur. Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin kapalı spor salonlarında konferanslar yaptığı günlerde, salon müdürleri defalarca takdirlerini belirtmiştir. Hatta emniyet güçleri de Furkan Vakfının programlarında rahat olduklarını defalarca dile getirmiştir.

İslami konferansların engellenmesinin ardından İslami çalışmalara ara vermeyen Alparslan Kuytul Hocaefendi ve Furkan Gönüllüleri, polisler tarafından türlü müdahalelere maruz kalmış, buna rağmen hiçbir zaman taşkınlık göstermemişlerdir. 22 Nisanda yapılması istenilen basın açıklamasında bebek arabasındaki bir bebeğe bile biber gazı sıkılmış, hamile dendiği halde katılımcılardan birinin özellikle karnı hedef alınmış, bayan polisler başörtülülerin örtülerine el uzatmış, yerde yatan elleri kelepçeli kişilere bile tekme atılmıştır.

Bu kadar acımasız müdahaleye rağmen Furkan gönüllüleri, olaylar esnasında mağdur olan polis görevlerinden bir kısmına merhametle muamele etmiştir.

Furkan Gönüllülerinin Adana’da yaşanan 22 Nisan olayı başta olmak üzere tüm engellemelerde sergilemiş oldukları duruş, Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin talebelerini şiddetten ve her türlü suçtan uzak tuttuğuna delil teşkil etmektedir.

Alparslan Kuytul Hocaefendi, hayatı boyunca terörü lanetlemiş ve yıllarca yapmış olduğu derslerde terör faaliyetlerinin her çeşidinin İslamda yeri olmadığını anlatmıştır. Furkan Vakfı bünyesinde toplumun her kesimine sunulan hayırlı hizmetler sonucunda 2012 yılında vakfımız ‘örnek vakıf’ gösterilerek emniyet tarafından plaket almıştır.

Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin iddianamesinde ilk geçen suçlamalar terör örgütüne üye(!) olmak suçu olmuş, daha sonra ise savcı, terör örgütüne üye olmaya dair suçlamaların tamamını geri çekmiş, İddianamede sadece terör örgütü propagandası yapmak(!) suçu kalmıştır

Devlet kurumlarınca (TEM, MİT, KOM, VGM)  terör örgütlerinden hiçbirine ilgisi, ilişiği, irtibatı olmadığı ortaya çıkan bir insanın iddianamesinde terör propagandasının yazması ise hukuksuzluk da gelinen son nokta olarak görülmektedir.

30 Ocak’tan bu yana yandaş medya aracılığıyla Alparslan Kuytul Hocaefendi, 4 terör örgütüne aynı anda ilişkili gösterilmeye çalışılmıştır. Birbirine zıt ve düşman bu kadar terör örgütüne aynı anda üye olmanın imkânsız olduğu bilinmesine rağmen, iftiracı haber kuruluşları,  bu çelişkiyi sürdürmeye devam etmektedir. Ancak Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin tertemiz geçmişi terörle bir bağlantısı olmadığının her daim ispatı olmuştur.

30 yıllık islami geçmişinde en küçük bir suça dahi karışmamış bir hocanın ve yine kendisi gibi tertemiz talebelerinin suç örgütleriyle iltisaklı olmadığı apaçık ortadadır.

Tarih 25 Ocak 2019, terör örgütü üyeliğinden gözaltına alınan ve terör örgütü propagandası yapma suçlarından mahkemeye çıkartılan Alparslan Kuytul Hocaefendi, çıkmış olduğu ilk mahkemede aleyhine hiçbir delil bulunamadığından TAHLİYE EDİLDİ!

Evine vardığında kendisini karşılamaya gelenleri balkondan selamlamak isteyince konuşması polis sirenleriyle engellendi. “Bu bir suç dosyası değil sus dosyasıdır” diyerek tüm bu sürecin bir susturma operasyonu olduğunu açıkladı. Aradan bir gün dahi geçmeden 25 Ocak 2019 tarihinde Alparslan Kuytul Hocaefendi aynı gece tekrar tutuklandı! 663 günlük haksız tutukluluğun ardından 5 aralık 2019 tarihinde Bolu cezaevinden bir kez daha tahliye edildi. Ancak dosyaya eklenen akıl almaz iddianamelerle yaklaşık 3 yıldır mahkemeleri sürekli uzatılıyor.

Duruşmadan bir gün önce mesai bitime 5 dakika kala iki vatandaşın şikayetleri dosyaya eklendi

Başka birisinin konuşması Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye aitmiş gibi gösterildi.

Kendisiyle hiçbir ilgisi olmayan karı-koca kavgası bile terör(!) dosyasına eklendi.

Bugün 6 konuşma ile başlayan dava 20 konuşmayla devam ediyor.

Tertemiz hayat yaşayarak etrafındaki insanlara her daim örneklik teşkil eden Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin, 11.ağır ceza mahkemesinde ‘terör örgütü propagandası’ yapma suçundan yargılanıyor olması ülkemiz adına büyük bir UTANÇ, islam ümmeti adına da büyük bir KAYIP olmaya devam ediyor. Furkan gönüllüleri olarak Muhterem hocamız için tez zamanda adaletin tecelli etmesini ve beraat kararının çıkmasını talep ediyoruz.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here